İnsanlık kayıp nesil; nereden geldiğimiz de belli değil, nereye gideceğimiz de…

Bilim yıllardır bir şeyler bulmaya çalıştı ama henüz insanlığın şeceresi belli değil.  Yeryüzünde var oluşumuzla ilgili yüz binli milyonlu yıllar telaffuz edilse de bunlar kesin değil. Bilinmeyen bir zaman diliminde başlamış bu efsane…

Hele de nasıl var olduğumuz, ortaya çıktığımız konusunun bilinmeyişi varlığımızdaki gizemi artırıyor. Herkes bir şey yazıyor, çiziyor; dinler tarihler bir şeyler anlatıyor ama kimse bunlardan ikna olmuyor. Masal dinlemek değil, nasıl var olduğumuzu öğrenmek istiyoruz.

Mezara girerken varlığımız, dünya, kâinat ile ilgili birçok şeyi öğrenemeden gideceğiz. Yani düşünün, nerden geldiğimiz belli değil; kimiz biz, neyiz? Adımıza insan demişler. Bir canlı türüyüz. Dünyada bizden başka canlılar da var. Ama geçmişimizin bilebildiğimiz kadarını biliyoruz; bilemediğimiz kısmı karanlık.

Geçmişle ilgili yine de hani buluntular var, çok şey yazılıp çiziliyor, anlatılıyor ya gelecek daha bir karanlık. Bugün 7 milyara ulaşan insanlık, bu dünya hayatı nereye gidiyor?

İnsanlığın varlık gizemi bence uzayla bağlantılı. Hayatın sadece dünyada süreceğini düşünmek gerçekçi değil; çünkü belki daha milyonlarca yıl sürecek (çünkü ne kadar olduğunu bilmiyoruz)bu yaşayışın dünyaya sığacağını düşünmüyorum. Yani böyle bir şey olmaz. Şimdiden milyarlarca olan canlı neslinin milyonlarca yıl sonra ulaşacağı büyüklüğü tasavvur bile edemiyorum.

İnsanlığın uzaya yayılan bir yaşayışı olacak diyorum. Kıyamet senaryolarıyla ilgilenmiyorum. Evreni güneşimiz aydınlatıyorsa güneşin ışıkları sönünceye kadar hayatın devam edeceğini düşünüyorum. Eğer başka güneşler de varsa (ki olmalı) evrende sonsuz bir hayat bile düşünülebilinir.

Maltusçulara katılmıyorum. Yani doğan ölecek nüfus aynı kalacak. Ya da toplu ölümler olacak insanlık dünyaya hep sığacak. Bu dediklerimiz şimdi oluyor mu? Hayır. İnsanların giderek aydınlandığı gelecek zamanlarda niye olsun…

Aslında benim yazmak istediğim bunlar değil tabii ki… Bir kesim Allah yaratmış işte kurcalama deyip kenara çekiliyor. Diğer bir kesim doğa kendi yarattı diyor ve onlar da kurtuluyor. İkisinden de ikna olmuyorum. Varlığın sırrını arıyorum. Ben diğer insanlar gibi değilim. Aydınlanmamış bir konu ortadayken “boş ver” diyemem.

Ne olduğumuzu, kim olduğumuzu, ne zaman nerede meydana geldiğimizi ve nereye gittiğimizi, sonumuzun ne olacağını,  ne zaman belli olacağını bilmek istiyorum. Bilim de insanlığın geçmişini araştırma konusunu zaman kaybı olarak görüyor.  Adımıza insan demişler. Kim olduğumu ne olduğumu bilmeden yaşıyoruz. Nereye gittiğimi de bilmiyorum. İnsanlığın geleceği ile ilgili kehanette bile bulunamıyoruz