İnternet'ten insan çeşitlemeleri...

Gelin bugün birlikte internet manyaklarını analiz edelim. Az buçuk psikoloji okumuşluğumuz var, üniversitede okurken bir yıl staj yapmıştım.

İnternet manyakları ve çeşitleri:

1-Sitenin ne olduğuna bakmadan, google’da aradığı bir kelime ile gelen, sadece gördüğü yazıya yazan tipler…

Bunlar siz cevap verseniz de okumazlar ve ısrarla devam ederler aynı şeyleri söylemeye. “Güzellik önerileri” yazıma gelip, bana cildim şöyle, saçım böyle diyerek ısrarla tarif isteyenler gibi. Oysa yazının altında alıntı olduğu yazıyor, ama gelene farketmiyor ki, okumuyor çünkü. Beni uzman addedip ısrarla soruyor, yetmiyor, özel iletişim formundan mail atıyor. Cevap yazdığım halde bu aylardır böyle sürüp gidiyor. Bir şey değil, ben de kendimi cilt bakım uzmanı sanmaya başlayacağım…

2-Komplekslerini internette çözmeye çalışanlar

Bunlar her daim mutsuz insanlar. Girip her şeyi eleştirirler. Bakınız, ana sayfada son yorumlarda var bir tanesi. “İğrenççç” buyurmuş kendileri. Benim bir resmime girip, “ben olsam o göbeğimden utanır saklardım” diyen var, Erdek resimleri için “ayyy, iğrenççç”, “ben olsam daha iyisini çekerdim” diyen var. “Çalan müzik iğrenççç, Türkiye de türkçe müzik dinlenir” buyuran var. Aslında biz millet olarak her şeyi eleştirmeye bayılırız. Asla takdir etmeyi bilmeyiz zaten.

Bunları günlük hayatta da hemen ayırtedeceğinizden eminim. Her şeyden şikayetçidirler çünkü, huysuz ve agresiftirler. İçlerinin çirkinlikleri yüzlerine de yansımıştır. Belki de özel hayatlarındaki mutsuzlukları bu şekilde kamufle etmektedirler.

Kuyrukta söylenenler, gittiği restaurant’ta hiç bir şeyi beğenmeyenler gibi…

Yorucudurlar, ve adamın asabını fena halde bozarlar. Ama onlara zavallı gözü ile bakarsanız siz de rahatlarsınız.

3-İnternet’te din dersi verenler.

Bu tür yeni türedi. Sizin yazınızı, kıyafetinizi eleştirip, din yoluna çekmeye çalışırlar. Oldukça agresif, bir o kadar da cahildirler. Onları ciddiye alıp uğraşmaya değmez, çünkü her şeye at gözlüğü ile bakarlar, ve sizin söyledikleriniz bir kulaklarından girip diğerinden çıkar, zira arada beyin yoktur.

4-Sanatçı hayranları

Sitemde yer alan sanatçı resimlerinin altına, onlata hitaben “aşşkımmm”, “seni seviyorum”, gibi yazılar yazanlar. Bunlar da sitenin gerçek kimliğine asla bakmaz, ve sanki o sanatçının sitesiymiş gibi davranırlar.

Eksi 18 dizisi zamanı Burak Özçivit resimlerinin altına ilan-ı aşk yazıları döşeyenler gibi. Verdiğim cevapları ve burasının başkasına ait olduğuna dair uyarılarımı asla dinlemezler. Siteye yazdıkları yetmez, bana günde 10-15 mail atarak tacize devam ederler. Üstelik maillerde yazanlar şu şekildedir: “Burak, seni en çok ben seviyorum” gibi. Sanki ona mail atıyor. Bir insan nasıl bu kadar aptal olabilir, bilmiyorum.

Bazıları da sanatçılarım mail adresini ve telefonunu isterler. Çüş artık…

5-İş isteyenler

“Ben de oyuncu olmak istiyorum” mailleri. Sabırla cevaplardım eskiden, artık sinirlenip siliyorum. “Eğitimin var mı?” soruma, “yoook, ama ben çok yetenekliyim” diyebiliyorlar. Beni en çok sinirlendiren gruptur kendileri.

6-Kendini benim dostum addedenler

Bunlar da bir şekilde bir sorularına benden yanıt almış olanlar. Israrla mail atıp, “bence öyle değil şöyle yapın” gibi akıllar verirler. Ben salağım ya… Özel hayatıma dair abuk subuk sorular sorarlar. Hatta hitap şekilleri, “Belgin’ciğim” gibi olabilir. Nerden buluyorlarsa bu samimiyet hakkını…

7-MSN’ciler

“Beni eklesene” diye tuttururlar. Hayır kardeşim, sen benim neyimsin de seni ekleyeyim. Ben fazla MSN kullanmam, bu biiir, ikincisi eklediğim kişiler de gerçekten arkadaşım olanlar. İnternet arkadaşlığına inanmam ben.

8-Bodrum’cular

Bana Bodrum’da iş, ev bulsana şeklinde mail atanlar. Buraya yerleştiğimizden beri bir de bunlar türedi. Kardeşim, ben buranın muhtarımıyım? Nereden bulayım sana ev, iş ya da otel?

Bu arkadaşların hepsine bir diyeceğim var. Nolur biraz beyninizi kullanın, varsa tabii…

Tüm dostlara sevgiler…