- Kategori
- İş Yaşamı - Kariyer
İş çalışmak içindir sevmek için değil

Konfüçyüs yıllar önce '' Sevdiğin işi yaparsan, ömrün boyunca çalışmazsın '' demiş. Güzel bir söz. Ama işin az olduğu, iş arayanların çok olduğu günümüz iş ortamında sevdiğimiz işte çalışabilmek pek kolay değil.
İş bulabilmek için uzun uğraşlar veriyoruz. Sonunda bir işe girebilmeyi başarınca başlıyoruz iş yerimizdeki eksiklikleri, yanlışlıkları, haksızlıkları anlatmaya. Sonra da gelsin ben işimi sevmiyorum, insan sevdiği işte çalışmalı vs hikayeleri. İş yeri çalışmak içindir, sevmek için değil ki. Herkes, öne çıkmak, başarılı olmak, terfi edebilmek ya da işten atılmamak için büyük bir mücadele içerisine giriyor. Hal böyle olunca sevmeyi düşünmeye pek haliniz kalmıyor. Öncelik çalışmaya devam edebilmek oluyor. Ayrıca şirketler de yaşayabilmek ve kar edebilmek için uğraşıyor. Bunun için çalışanlardan en iyi performansı almak istiyorlar. Bu da çalışanlara, yüksek performans beklentisi, verimlilik baskısı ve stres olarak dönüyor. Peki mutsuz mutsuz çalışmaya devam mı edeceğiz? Ya da sevdiğimiz işi bulana kadar evde mi oturacağız? Sevdiğimiz işi yapabilmek büyük bir nimet ve şans tabi ki. Ama bu pek mümkün görünmediğine göre iş hayatından beklentimizi gözden geçirmemiz gerekiyor. İşimizi sevmeliyiz beklentisini bırakıp, işimiz sayesinde elde ettiklerimizi düşünebiliriz. Örneğin, ailemizi geçindirme imkanı bulmamız, satın aldığımız ev, araba, kıyafet, tatile çıkma imkanı, işimiz sayesinde kazandığımız statü gibi. Bu sayede enerjimizi gerçekleşmeyen işimizi sevme beklentisine harcamak yerine, işimizi daha iyi yapmaya harcayabiliriz.