İslam Tarihinde İlk Soykırım-Katliam.

Toplum müslüman olarak tanımlansa da İslam'dan uzak nice insanlar İslam adına ne din dışı olaylar yapmışlar, ne gaddarlıklar sergilemişlerdir ! İslam tarihi de iyi, açık kalple, empati ile tefekkürle, Kur'an ışığında okunup değerlendirilmelidir.

İslam tarihinde ilk soykırım-katliamı Hicretin 61. yılında ve Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed nesline-Ehli Beyte karşı yapılmıştır. (Akıl alacak gibi değil)

Muhakkak ki özellikle ülkemizde kerbela vakkasını herkes kınamakta ve Hz. Ali'ye sevgisini göstermektedir. Ancak bu vahşetin uygulayıcılarının iman, ahlak ve siyasi yönlerini de iyi öğrenmeleri gerekmektedir. Tarih, geçmiş iyi öğrenilsin, ders alınsın diye yazılır.

Kerbela vahşeti, (H. 61 senesinin 10 Muharreminde (10 Ekim 680) Hz.Hüseyin'in Kerbela şehrinde katledilmesidir. Hz.Hüseyin ki bir peygamber torunudur ve bu olay neticesinde alevilik inanışı güçlenmiştir. Bir diğer önemi müslümanların arasında olan bir savaş olması daha üzücüdür. Bu olayın olduğu gün her sene aşure günü şeklinde anılır.

Kerbela, günümüzde Irak sinirlari içinde yer alan cografi bir terimdir. Kerbela’yi önemli kilan Hz. Muhammed’in Kızı Hz. Fatıma ve Hz. Ali’nin oglu Hz. Hüseyin’in Emevi halifesi Muaviye oglu Yezid’in askerleri ( Basra valisi olan Ubeydullah b. Ziyad ve emrindeki Ömer b.Sa'd b. Ebî Vakkas komutasında ) tarafindan Kerbela’da şehit edilmesidir.

Binlerce mızrak altında şehit olan Hz. Hüseyin'in ve taraftarlarının kafaları kesilerek, (Hz. Hüseyin'in ki Ömer b.Sa'd askerlerinden Sinan bin Enes en-nehai veya Şimr bin Ziil Cevşen tarafından) Mızrakların başına geçirilip herkese gösterilmiş ve Yezid'e götürülmüştür.

Bu insanlik dışı katliam tarihe "Kerbela Olayi" olarak geçmistir. İslam tarihinin Müslümanlara ve özellikle Ehlibeyt'e, kendine müslüman diyenlerce (İslam'da yok ama riyakar-fasıklar yapabiliyor.) İktidar ve dünyalık nefsani hırs için yapılmış soykırım ve katliamdır.

Kerbela olayı aradan asırlar da geçse unutulmayacak kadar derin, anlamlı, ögreticidir. Kerbela, iyi ile kötünün, zalim ile mazlumun, lanetli ile kutsalin, karanlik ile aydınlığın hesaplasmasıdır. Hz. Hüseyin burada kutsallığı, mazlumu, aydınlıgı temsil etmektedir. Kerbela'da bir destan yazılmıştır. Orada zalim değil, mazlum kazanmıştır. Kerbela toprağına zalimin zulmü gömülmüştür. Yezit'in binlerce askerinin karşısında bir avuç Ehlibeyt evladının verdiği onur mücadelesi insanlık tarihinin geleceğini çizmiştir. İnsanlık onurunun öldürülemeyeceği Kerbela Meydanı'nda kanıtlanmıştır.

İktidarı ele geçirmiş zalim Emevi kin ve haseti nedeniyle, Hz. Hüseyin haksız iktidar gaspına karşı davet edildiği Irak'a gitmesine rağmen, Yezit ve yalakalarının gaddarca husumetini hissedince kan dökülmemesi için Hicaz'a dönmek istemiş; ancak iktidar güvenliği için peygamber soyunu katletmeyi göze alan islam dışı bu düşünce, Hz. Hüseyin ve Ehlibeyt kafilesinin geri dönmelerini engelleyerek beyat'a zorlanmıştır. Hz Hüseyin Ehli-beyt ve iman sorumluluğu ile zalime karşı 70 kişi ile 7000 kişilik düzenli orduya baş eğmemiş ve imanı uğruna feda etmiştir.

Bu katliamın (soykırımı) meydana geldiği içinde bulunduğumuz Muharrem ayı, İslam Tarihi ve İnsanlık tarihi açısından birçok önemli konuları da içinde bulundurmaktadır.

Bu olay riyakar müslümanların iktidar için neler yapabileceğinin resmidir.

Kerbela savaşının unutulmayan trajik konusu, Ehli-beyt'in abluka ile aç ve susuz bırakılmalarıdır. Bu nedenle muharrem ayı orucu boyunca normal oruç tutmanın yanında, susuz kalan şehitlerin anısına su içilmemektedir.

Olayın öne çıkardığı tarihi ders saltanat hırsının öne çıkması ve İslami yönetimin ilk siyasal rejim sapmasının başlangıcı ve İslam'ın siyaset söylemi, riya olarak kullanılmasıdır. İktidarın kendini kamuflaj için ilk büyük camilerin de yapılmasının görülmeye başlamasıdır.

Ek yazı: http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/13302515.asp?mnID=13302515