İsmail Şencan: Doğru kalkan bayrak!

Futbol hakemlerinin işi gerçekten zor!

Binlerce seyircinin gözü onların üzerinde.

Seyircinin hoşuna gitmeyen bir düdük çalmaya görsünler...

Uğultudan stat sanki yıkılır...

Sülaleden başlayan küfürler de cabası...

*****

Hakemleri, art niyetli diye değerlendirmek yerine, dikkatli/ dikkatsiz, yetenekli/yeteneksiz, algılama gücü zayıf/ güçlü diye ele almak daha sağlıklıdır.

Ne yazık ki, “yetenekli”, “dikkatli” olmayan, “algılama gücü” zayıf olan, “kişilikli davranmayan” hakemler, “Bunda art niyet var.” dedirtiyor, çoğu kez seyirciye.

Hakem dikkatli olmalı, gözünden bir şey kaçmamalı.

Son iki haftada bir yardımcı hakem, kritik durumlarda verdiği sağlıklı kararlarla futbolun gündemine oturdu. Bu yardımcı hakem, umalım, maçlardan sonra “şamar oğlanı”na döndürülen hakemler arasından sıyrılır, futbolumuz için bir “simge” olur.

Kim hakem?

Bu hakem düdük çalan değil, bayrak kaldıran; “bayrak”ı ile “adalet dağıtan” bir hakem:

İsmail Şencan!...

*****

İsmail Şencan!...

16 yıldır hakemlik yapıyor; 35 yaşında.

“Kararımı verirken takıma değil, pozisyona ve kurallara bakarım. Konsantrasyon, motivasyon ve maça odaklanma en önemli üç faktör. Doğru olduğuna inandığım bayrağı kaldırırım.” diyor.

İsmail Şencan, Galatasaray-Gençlerbirliği maçında iki kritik karara imza attı. Özellikle, Arda’nın attığı goldeki eli görmesi...

Kewell’in ofsayt durumunu çok iyi süzmesi.

Manisaspor-Beşiktaş maçında Mehmet Nas ile kazandığı golde, ofsayt durumunda olan Isaac’ın, füze gibi giden topa dokunuşu süzmesi...

****

İsmail Şencan, verdiği kararla yetenekli bir hakem olduğunu gösterdi.

Artık, bütün gözler, 16 yıldır hakemlik yapan Şencan’ın üzerinde olacak.

İsmail Şencan’ın şu sözleri, yetenekli ve yolunun açık olduğunu gösterir sanırım:

“Yaşayarak öğrenmem gereken çok şey olduğunu düşünüyorum.”

“Kararımı verirken takıma değil, pozisyona ve kurallara bakarım.”

“Konsantrasyon, motivasyon ve maça odaklanma en önemli üç faktör.”

****

İsmail Şencan!...

16 yıldır hakemlik yapıyor; 35 yaşında.

Adı duyurmak için, demek ki, bugünleri bekledi.