Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Haziran '10

 
Kategori
Güncel
 

İsrail'e Lanet Okumak Tanrı Katında İbadet Sayılmalıdır

İsrail'e Lanet Okumak Tanrı Katında İbadet Sayılmalıdır
 

Birkaç gündür düşünüyorum, “şu son gelişmeler hakkında ne yazayım” diye ama bir türlü elim gitmiyor yazmaya. Zira bu gelişmelerin merkez noktasına oturmuş olan bir İsrail var orta yerde ve benim lanetlerimin her dem hedefi olmuştur İsrail denen katil devlet.

Ve ben İsrail’e lanet okuyan ve en okkalı tarafından İsrail denen katil devlete tükürük savuranların ibadet ettiğini düşünürüm.

İsrail denen devlete karşı bu denli nefret duymamda kabul etmek gerekirki çok nedenim var.

Hatırlar mısınız bilmem; Yıllar önce televizyon ekranları dönüp dönüp bir görüntüyü ekranlara taşıyordu.

Bir babanın çılgınca ve çaresizce yalvarışını, yakarışını izliyorduk. Silah namlularının çevrildiği bu baba, yaralı oğlunu kurşunlardan korumak için oğlunun üzerine kapanmıştı. Çevresinden umutsuzca yardım istiyordu ve tamda kafasına isabet eden bir kurşunla yere serilmişti. Bu vahşet görüntüsü hafızamın bir noktasına yerleşti ve hiçbir zaman bu görüntü zihnimden çıkmadı.

Şimdi tuhaf karşılıyoruz İsrail’in insani yardım amaçlı gemilere saldırı düzenlemesini.

Daha geçen yıl Gazze’de taş taş üzerinde bırakmadılar. Füzelerle, roketlerle, savaşlarda dahi yasaklanmış olan nükleer silahlarla Gazze’yi var olduğuna pişman ettiler. Binlerce insanı birkaç gün içerisinde öldürdüler ve hiçbir şey olmamış gibi dünya devletlerinin gözünün içerisine bakarak soluğu Davos’ta aldılar.

İsrail için hukuk denen bir kavram söz konusu bile değildir.

İsrail devleti ne Birleşmiş Milletlerin kararlarını tanır, ne AB’ye döner bakar, nede İnsan Hakları Evrensel Bildirgesinin, Çocuk Hakları Sözleşmesinin bir anlamı vardır. Yani kısacası İsrail, şahsına münhasır bir devlettir ve yoktan var edilmiş, Ortadoğu’nun kıyısına 62 yıldır çöreklenmiş bir çıban başıdır.

İsrail denen katil devletin en iyi becerdiği şey silah üretmektir. Üretmiş olduğu silahları Filistin halkının üzerinde denemesi ise en keyif aldığı aktivitelerden birisidir. Zira dün Sinan (Bibliyofil) yazdı, ve yazısının kenarına koymuş olduğu resim her şeyi net bir şekilde önümüze koyuyordu. İsrailli çocuklar füzelerin üzerine “Size iyi ölümler Gazzeli çocuklar” diye yazıyormuş. Bir devletten utanç duymak için başka bir örneğe sanırım gerek yok. Bir devlet insanlık alemi içerisinde kendisini bu denli nefrete haiz kılar.

Geçen yıl Gazze’de İsrail denen devlet, savaşlarda dahi yasaklanmış olan fosfor bombasını kullanmaktan imtina etmemişti. Ayrıca İsrail denen katil devletin en sevdiği bombanın bilmem bilir misiniz, misket bombası olduğunu? Etki alanı ve tahrip gücü hayli yüksek olan misket bombalarının Filistin topraklarında binlerce insanın canına mal olduğu bilinmekte. Ama bütün bir dünya İsrail’in uyguladığı bu rezilliği sadece seyretmekte.

Bir an için düşünün içme suyunun olmadığını, ilaçların olmadığı ve hastaların tedavi edilemediği bir hayatı. Elektrik yok, çocuklar okula gidemiyor ve bütün kamu binaları ile mesken ve konutlar yerle bir edilmiş, insanlar sokaklarda yatıyor.

İşte İsrail’in Gazze’ye reva gördüğü hayatın özeti bunlar. Ve Gazze’nin dramı bir insanlık utancıdır. Bütün bir insanlık aleminin alnına yapışmış bir leke gibidir Gazze’nin dramı. Tüm zamanların en feci dramlarından birisidir bu. Ve İsrail halen kendisini savunmakta, Gazze’yi yerle yeksan etmiş olmaktan dolayı en küçük bir rahatsızlık duymamaktadır. Birbuçuk milyon nüfuslu bu sahil şeridi kentinde yaşayan bütün insanları terörist yaftalaması ile canı istedikçe öldürmekte İsrail devleti. İsrail’in Gazze’ye saldırması için her hangi bir nedenin olmasına gerek yok. Mutlaka bir bajae icad ediyor ve dünyayı kendi üretmiş olduğu bahaneye inandırıyor. Aslında kimse inanmıyor bu bahanelere ama güçlü olmanın dayanılmaz küstahlığı ile ve arkasını dayadığı Amerika ile bütün devletlerin nazarında bir şekilde aklanıyor. Ama sadece aklanıyor. Bir dönüp baksa çevresine, acaba İsrail denen devleti seven tek bir tane insana rastlayabilir mi? İnsanlık nazarında bu denli feci bir nefrete haiz omuş olan bir devletin geleceği olur mu? Böyle bir devlet uzun yıllar ayakta kalabilir mi? Bu devleti ayakta tutarlar mı?

Gün gelir bütün bir insanlık bu devletin üzerine yürümez mi?

 
Toplam blog
: 1509
: 1145
Kayıt tarihi
: 07.08.07
 
 

Yazarım... Okurum... Öğrencilik yıllarımda çok yazdım... Kompozisyon derslerinde yazdım... Duvar ..