Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Ocak '10

 
Kategori
Güncel
 

İsrail’in yaptığı rezilliktir; peki ya Kurtlar Vadisi’nin yaptığı?

İsrail’in yaptığı rezilliktir; peki ya Kurtlar Vadisi’nin yaptığı?
 

Avigdor Liberman: Ruhunun güzelliği yüzüne yansımış maaşallah!


İsrail Dışişleri Bakanlığının Türkiye’nin Tel Aviv Büyükelçisi Oğuz Çelikkol’a yaptığı muamele tam bir geri zekâlılık örneğidir. Büyükelçi Çelikkol’u kapıda bekleterek, alçak kanepede oturtarak, bir de bu rezilliği basına sergileyerek bu çağda hiçbir ciddi ve diplomatik gelenek sahibi devletin aklından bile geçirmeyeceği, aptalca bir girişimle Türkiye’yi aşağılamaya çalışıyor. Görüntülerden, bizim büyükelçinin kendisine kurulan pusudan tamamen habersiz, diplomatik şekil kurallarına değil görüşmenin içeriğine odaklanmış olduğu anlaşılıyor.

Aslında, siyasi gözlemciler, Avigdor Liberman’ın liderliğini yaptığı, aşırı sağcı Yisrael Beitenu Partisi'nin (Evimiz İsrail) koalisyon ortağı olarak hükümete katıldığı, kendisinin de Dışişleri Bakanlığı’nı üstlendiği ilk günlerden itibaren onun bu tür skandallara imza atabileceğini dile getiriyordu. Liberman, bütün o milliyetçi-militarist-şoven politikacılara özgü sakaleti tam anlamıyla şahsında toplamış biri… Zaten dünyanın her yerindeki bu politikacı türünün davranış kalıpları bir birine benzer. Bütün enerjisini düşmanlık ve nefretten alan bu anlayış, derinde bir özgüven eksikliği ve korkuyu da yansıtır. Kendine güvenen cesur bir devlet böylesi ucuz numaralara başvurmaz. Bir rahatsızlığı varsa bunu gereğinde en sert dille ama uygun bir yöntemle anlatır. İsrail Dışişleri Bakanlığı böylesi bir çiğliği sergileyerek aslında Türkiye’yi değil kendi kendini rezil etmiştir. Herhalde dünyadaki bütün diplomatlar bu basit numaraya gülüyorlardır şimdi.

Ancak bu görüşmenin içeriğine gelirsek, orada iğneyi kendimize batırmamızı gerektirecek bir durum olduğunu görürüz. İsrail Dışişleri Bakanlığı, Büyükelçi Çelikkol’u Kurtlar Vadisi dizisindeki İsrail karşıtı propagandadan rahatsızlığını iletmek için çağırmış. Şimdi bu noktada “koskoca İsrail devleti işi gücü bırakmış bir televizyon dizisiyle mi uğraşıyor?” diye bir soru akla gelebilir ama günümüzde hemen hemen bütün devletlerin bu tür şeylere önem verdikleri bir gerçek. Hele Türkiye gibi, benzer sebeplerle başta Youtube olmak üzere sayısız siteye erişimi engelleyen, zamanında, Türkiye aleyhtarı propaganda içeriyor diye sayısız filmi, kitabı yasaklayan bir ülkede İsrail’in rahatsızlığına hiç şaşmamak lazım.

Ben o diziye arada bir rast geldikçe bakıyorum, ancak en fazla on dakika izledikten sonra kanal değiştiriyorum. Yıllardır işite geldiğimiz “dış mihraklar”, “iç düşman”, “hainler”, “devleti satan zayıf karakterli işbirlikçi politikacılar”, “Yahudi komplosu”, “vatan kurtaran kahramanlar” teranelerinin bir kolajı olmaktan öteye gidemeyen, Ergenekon tipi derin devlet yapılanmalarını, mafyayı meşru göstermekten başka bir numarası olmayan ve ancak 15-25 yaş aralığındaki ergenler ile uzatmalı ergenlere ve politikayı kurgu yapımlardan takip eden cahillere hitap eden, ortalamanın bile altında bir dizi Kurtlar Vadisi… Çok reyting alıyor olması bu niteliğini zerre kadar değiştirmez.

Kurtlar Vadisi dizisinin İsrail Dışişleri Bakanlığı'nın şikayetine yol açan bölümünde, İsrail gizli servisi Mossad’ın ajanları dizinin baş karakterlerinden Memati’nin çocuğunu kaçırıp bir evde rehin tutuyor, bunun üzerine bizim kahramanlar evi basıp Mossad ajanlarını yaralıyor, bu arada çocuğun başına silah dayayan ajanı da kafasından vurup öldürüyormuş. Ölen ajanın kafasından fışkıran kan olayın geçtiği odanın duvarındaki İsrail’in sembolü olan altı köşeli Davut Yıldızına sıçrıyormuş.

Vay be! Ne kadar da yaratıcı bir mizansen?

Şimdi bu sahne İsrail Dışişleri Bakanlığı’nın yaptığından daha hafif bir densizlik midir? Bir devletin izlediği yanlış politikalara, zulmüne karşı olabilirsiniz, onu her alanda teşhir etmeye çalışabilirsiniz. Ama bunu yaparken bir halkın simgelerine bu şekilde hakaret edemezsiniz. Bu, Hz. Muhammed’in karikatürünün çizilmesinden çok daha ağır bir hakarettir (bazı Müslümanların o karikatürlere gösterdiği lüzumsuz tepkilere katılmadığımı belirteyim). Benzer bir sahne İsrail’de ya da bir başka ülkede oynatılan bir dizide yer alsa, senaryo gereği, o dizinin kahramanlarından birinin çocuğunu MİT ajanları kaçırsa, sonra İsrail derin devletinin adamları olan dizi kahramanları MİT ajanlarının çocuğu rehin tuttuğu evi basıp Türk ajanlarını öldürse, kafasından vurularak öldürülen MİT elemanlarının kanı duvardaki ay yıldızlı Türk bayrağına sıçrasa, Türkiye kamuoyu buna nasıl tepki verirdi?

“Amaan, sonuçta üç-beş senaristin kıçından uydurduğu bir mizansen işte canım, ciddiye almaya değmez” deyip geçer miydi? Yoksa başta medya olmak üzere tüm kamuoyu ayağa kalkar, İsrail’den ithal edilen malları yere döküp üzerinde tepinmeye mi başlardı? İkinci şıkkın gerçekleşme ihtimalinin çok daha yüksek olduğunu hepimiz biliyoruz.

Bu dizi en başından beri Yahudileri şeytanlaştırma, dünyadaki her kötülüğü Yahudilere mal etme konsepti üzerine kuruldu. Türkiye’yi Yahudi kökenli Sabetayistlerin yönettiği zırvasını temel alan “Efendi-Beyaz Türklerin Büyük Sırrı” gibi kitapların yazarı Soner Yalçın’ın Kurtlar Vadisi dizisinin konsept danışmanlarından biri olması tesadüf değil. Bu dizi sadece İsrail anti-patisini Yahudi düşmanlığına indirgeyip çarpıtarak ırkçılığa hizmet etmekle kalmıyor, Türkiye’de şiddeti, militarizmi, silah putperestliğini ve çeteciliği de meşrulaştırıp özendiriyor.

Dizide, bu diplomatik skandala sebep olan Yahudi karşıtı propaganda zaten son zamanlarda iyice gerilen Türkiye-İsrail ilişkilerini tamamen kopma noktasına sürükleyen provokatif etkenlerden biri olabilir. Bu da hem Türkiye hem de İsrail açısından iyi bir gelişme olmaz. Türkiye’nin İsrail’in Filistinlilere uyguladığı zulme karşı Filistinlilerin yanında yer alıp İsrail devletini teşhir etmesi doğrudur. Ancak Yahudi düşmanlığı ile İsrail devletinin zulmüne karşı olmak bir birinden çok farklı şeylerdir. Birinde Hitler zihniyetinde bir ırkçılığa saplanıp kalırsınız, ötekinde mazlumun yanında yer almış olursunuz. AKP ve Başbakan Erdoğan bu ayrımı iyi yapmalıdır. Kurtların sisli vadilerine inip boş yere bir de İsrail düşmanlığı edinerek hem Türkiye’ye hem de kendine zarar vermemelidir. Son zamanlarda Ergenekon’un dışa açılıp AKP’ye karşı Amerikan Neo-conlarından ve İsrail lobilerinden müttefik edinme çabalarına hız verdiği yönünde işaretler çoğalıyor. Kurtlar Vadisi’nin o sahnesinin bu kapsamda bir kampanyanın uzantısı, bilinçli bir mizansen olduğunu söylemek afaki olur ama bu yolda döşenmiş taşlardan biri olma işlevi gördüğü apaçık ortada…

 
Toplam blog
: 431
: 3853
Kayıt tarihi
: 30.06.06
 
 

Anahtar kelimeler: Antep, İstanbul, Haziran, İkizler, Beşiktaş, MÜ İletişim Fakültesi, Gazetecilik. ..