Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Ekim '07

 
Kategori
İş Yaşamı - Kariyer
 

İşsiz bir insanın feryadıdır bu!

İşsiz bir insanın feryadıdır bu!
 

Bıraktım işi. Uğradığım haksızlıklara bir sondu bu. Ahçı gelmez, yemeği, temizliği, çayı, kahveyi siz yaparsınız. Aslında hiçbiri sizin işiniz değildir. İş görüşmesinde farklı konuşulmuştur her şey. Ama siz işinizi seversiniz, iş yerinizi seversiniz ve tüm bunları yaparsınız. İşçilerin bile gelip size oranın ahçısı gibi davranmalarına susarsınız.

Patronunuzun tüm sinirli hallerine dayanır, faxı yumruklamasına göz yumarsınız. İşten çıkış saatiniz giderek geç olmasına susarsınız, belli bir çıkış saati yoktur iş yerinizde. Ama olsun dersiniz, iş önemlidir. Evdeki tatsızlıklara, çocuğunuzun yüzünü görememenize rağmen idare edersiniz. Aylarca servissiz yollarda sürünüp, dünyanın parasını vermenin yanı sıra minibüste yaşadıklarınız cabasıdır. Uğradığınız tacizler, sıkış sıkış insanlar, ter kokusu içinde nefessiz kalmalarınız. Servis alındıktan sonraysa tam bir probleme dönüşmeniz. Oturduğunuz yerin ters olduğunu söyleyip, sizi götürmek istemeyen bir servis şöförünüz vardır. Serviste kendinizi fazlalık hissettirecek kadar belli eder rahatsızlığını. Hatta o kadar belli ederki bunu, herkes bilir şoför beyin rahatsızlığını. Ama siz anlayamazsınız bu bencilliği, akşamın o karanlığında bir bayan eve nasıl gider. Kendi keyfi için İstanbula kadar giden bu servis neden bana gelince sorun olur.

Emeğiniz vardır orda. İşe başladığınızda yeni olan bir işyeridir , zamanla düzene girmiştir ve bunda sizinde payınız vardır.Herşeyde bir parçanız vardır.Ama kimse bunu görmez.Başta servis şöförü olmak üzere herkes pek memnundur bu gidişten.Aslında kimseyle bir sorununuz olmamıştır.Hatta sizi sever görünürler dışarıdan.Nasılda yalanmış bu insanlar.Nasılda inanmışım.Gittiğim an başladılar konuşmaya, hatta mutlu oldular belki.Bunu hakedecek ne yaptım ben?''Neden, niçin?''diye sormalarını beklersiniz en azından.Biraz olsun değer veriyorlardır size diye düşünürsünüz.Siz değer vermişsinizdir.Yokluğunuz hissedilmelidir biraz.Oysa yanılırsınız.Sizin o kadar önemsediğiniz insanların umrunda bile değilsinizdir.Bir tek üzülen sizsinizdir.Tek bir kimse bile önemsemez sizi.Belkide suçlu bile olmuşsunuzdur onlar için.Herşey onlar için kaldığı yerden devam eder.Başka bir insan gelir oturur sizin yerinize.Herkes unutur gider sizi.Ve siz yaptığınız fedakarlıklarla ve yaptığınız enayiliklerle kalakalırsınız.Ve anlarsınız ki, emek vermek değildir asıl amaç, sorun çıkarmamak adına susmak, ödün vermemek değildir.Doğrucu olmak değildir, yağcılık yapmaktır, çalışmak değil, çalışmamak ama çalışıyor görünmektir.Ben işte bunları başaramadım...

Sizinle aynı statüde bir insan masanıza oturtulur, sizede ahçının önlüğü giydirilebiliyorsa eğer ödün vermek değil, ödün almak gerekirmiş demekki.Sorun çıkarmamak değil, sorun olmak, sessiz olmak değil, gereken yerde sesini çıkarmak gerekirmiş vargücünle.Ama yinede şanslı sayılırım, en azından kendimi o önlüğün içinde o insanın karşısında küçümsenmiş gözlerle bana bakılırken görmekten son anda kurtuldum.Ama yine benim canım yandı.Kimseyi üzmemek, sorun çıkaran kişi olmamak adına kimseye birşey demeden, sessizce ayrıldım ordan.Sadece kendimle tartıştım, kendimi aldım karşıma.Kimsenin almadım değerli vaktini.Ama onlar en azından biraz olsun kırıldığımı anlarlar sandım, bir kez olsun ararlar sandım.Ne kadar aptalmışım.Ne kadar körmüş gözlerim.

Tüm çabalarım, tüm ödünlerim yanıma aldanış olarak kaldı.Kızgınım, kırgınım...

Kendimi işe yarar biri sanmıştım.Aldanmışım.Öyle olsaydı, böyle çabuk unutulmazdım.Yanlış bir tercihti benimkisi, kıymet bilmeyen insanlara çok kıymet vermişim.Yaralı kalbimi o insanlar uğruna daha çok kanatmışım.Şu an çalışmıyorum.Çalışamıyorum, bu kırıklarla gücüm yok yeni bir yere başlamaya.Geçer biliyorum, hafifler en azından ama şu an en derinden yaşadığım bu acının kanını durdurmaya bile yetmiyor gücüm.Bunu haketmedim, nerde emeklerim.Bu kadar çabukmu unutuldum yani.İş hayatı adına bir tecrübedir bu, artık benimde var kurallarım.Acı çekmemek için, başka biri hemen sizi unutturmasın diye.

Ziya Beye sonsuz sevgilerimi gönderiyorum, bu zor dönemimde en büyük desteği ondan aldım.Toparlanmamda en büyük desteğimdi kendisi.Ve tek üzülen o biliyorum.Dilerim herşey dilediğiniz gibi olur hayatta.Sonsuz teşekkürler size, desteğiniz çok önemliydi benim için.

Dilerim her şey herkesin gönlünden geçen gibi olur. Bu kadar çektiğim acıya karşılık...

 
Toplam blog
: 71
: 727
Kayıt tarihi
: 14.07.07
 
 

Almanya doğumluyum. Kocaeli'de oturuyorum. Üç yaşında bir oğlum var. Anadolu Üniversitesi Kamu Yönet..