- Kategori
- Şiir
Issızlığın Göğsünde
tadını çıkar yalnızlığının
bitti işte yola düşme sabırsızlanışların
virân bir yaşanmışlık kalacak arkamda
gölgemin saramadığı, sararan bir vahada
suyu tükenen ırmağın, içindeki sessiz figan
lâkin, ters dönecek rüzgâr bilesin
boş omzunda, bitmeyecek tenhalıklar
gözlerine düşmeyen bulutlar çöreklenip kalacaklar
pus bakacak hava
görmeden geçeceksin gül bahçelerini
gecenin dili kulağın(a)da
durmadan hüzünlü şarkılar söyleyecek
sinsice çökecek hüznü, beklerken düşün
baş eğişin, baş kaldırıya dönüşünü gör
sert poyrazdan yumuşak okşayışlar bekleme
bir sevgili yüzü gibi sevecen değildir çünkü
ben seni, anaların çocukları avuttuğu dille avuttum
olmayan aş yarattım
hangi dille, hangi aşkla doyurursan doyur şimdi kendini
/kolayına sağalmayan yaraların
çoğalıp da görülmeyen derin izi derinde/
gök daraldı, yer sarsılıyor altımda
gitmek sarhoşluğunda, ayaklarım bata çıka
tutunamadığım bende, tutunamadığım sen
içimde yıkılan doğrular
değişmez bildiğim doğrulardaki yanlış / s e n
bilmiyorum
gözlerinde ne bıraktım sana
ne söylüyor şimdi gözlerinin dili
d u y m u y o r u m
aşk baksan da ne fayda
görsem de
ben bakmayacağım senin gözünden
gölgeler bütünleşmeyecek yeniden
beni sorma sakın / artık yeter
gidip gidip gelmelerin
içime düşen yıldırımlardı
kırmızı mürekkeple çizdim adını
biz artık, ayrı yolun yolcusuyuz
can damarı yırtılmış tinimin
dışıma yağsın yağan, umursamayacağım
ben, içimde aşk kokmayan bir ıssızlığın göğsünde uyuyacağım
14 Kasım 2010
Hâdiye Kaptan
c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir