İstanbul'a Kar Yağsa

Dünya buz tutar, demeyeceğiz tabii ki, Arabistan mı burası?

Lakin öylesine garip bir coğrafya ki…

Her şey birbirini etkiler burada. Alize rüzgârlarından al ki, Sibirya soğukları, etrafını çevreleyen denizlerin ılıman havası, çukur sayılabilecek deniz seviyesi ve daha neler neler…

Afrika sıcakları bile ulaşıyor buraya…

Belki atmosferde buz iken eriyor kar oluyor, tekrar eriyor yağmur olarak düşüyor, hatta bazen belki buharlaşıyor hiçbir şey düşmüyor yere.

Her yer kapalı, pencerelerden bekliyoruz yağmur yağacak, bekliyoruz kar yağacak; yağmıyor tabi, bizi sinir ediyor.

Kısaca yağmur yağarken tereddüt ediyor, kar yağarken yağsam mı yağmasam mı diyor.

Tabii birikiyor birikiyor… Sonra; sel götürsün, yel götürsün, el götürsün…

Yaz belli değil kış belli değil, göz belli değil kaş belli değil, toprak belli değil taş belli değil…

Hasan Dağı’nın eteklerinde olsan ya yağmur yağar, ya güneş doğar.

Kaç kez güneş var diye çıktığım sokaklarda sel götürüyordu beni!

Sonuçta “Kuzey” kardeşim burası, az yukarı çıksan Sibirya; serin olacak haliyle, kar beklerim lapa lapa.

Sıcak olmaması için de bir sürü neden var ama sıcak işte!

Nem hazretleriyle de her gün bedava banyo yapıyoruz!