Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

İbrahim Yalçınkaya

http://blog.milliyet.com.tr/axbxcx

02 Kasım '07

 
Kategori
İstanbul
 

İstanbul'da Sonbahar...

İstanbul'da Sonbahar...
 

Teoman’dan “İstanbul’da Sonbahar” isimli müzik parçasını dinliyorum;

“Mevsim rüzgârları ne zaman eserse
O zaman hatırlarım
Çocukluk rüyalarım, şeytan uçurtmalarım
Öper beni annem yanaklarımdan
Güzel bir rüyada
Sanki sevdiklerim hayattalarken hala
Akşama doğru azalırsa yağmur
Kız kulesi ve adalar ah burda olsan
Çok güzel hala İstanbul’da sonbahar
Her zaman kolay değil sevmeden sevişmek
Tanımak bir vücudu
Yavaşça öğrenmek, alışmak ve kaybetmek
İstanbul bugün yorgun, üzgün ve yaşlanmış
Biraz kilo almış
Ağlamış yine, rimelleri akıyor”

Dışarıda insanın içine tatlı bir serinlik veren cinsten bir rüzgâr esiyor. Parkın içinde sağlı sollu sıralanmış ağaçların, bankların yanından sallana sallana geçiyorum. Biraz otursam mı acaba? Vazgeçiyorum. Az ileride biri erkek, biri kız iki kişi öğle üzeri herkesin okulda ve işte olduğu bir saatte belki biraz müsait bir ortam buluruz diye geldikleri bu parkta “sanki bu da nereden çıktı” der gibi yüzüme bakıyorlar. Rahatsız olmasınlar diye başımı çeviriyorum.

Park başka bir dünya, parkın dışı başka bir dünya. Parkın çıkışına yaklaştıkça otomobil gürültüleri daha da arttı. Sevmiyorum bu sesleri. Ama bu güzel günü burada geçiremem ki. İşte şimdi Taksim meydanındayım. Ne kadar da kalabalık. Bu kadar insan nereden gelip nereye gidiyor. Gençler çoğunlukta. Bende kendimi genç mi saysam acaba? Yaş 38 olmuş. Yaşlı değilim, ama gençte sayılmam herhalde. Orta yaş diyeyim en iyisi. Vay be… Bende orta yaş sınıfına dâhil oldum. İyi de ne yaptım bu sınıfa katılabilmek için. Vallahi, ben bir şey yapmadım. Kendiliğinden oldu. Lafa bakar mısın? Kendimi kandırıyorum. Ama bende kendimi genç hissediyorum.

En iyisi Kazancı yokuşundan aşağı doğru inip, Fındıklı’da ki, deniz kenarındaki parka gideyim. Burada rüzgâr biraz şiddetlendi sanki. Yok yaa. Kafayı çalıştırsana oğlum. Sağlı sollu binaları görmüyor musun? Boğaz etkisi yapıyor. Biraz yokuşu inince hafif bir düzlük var. Orada şiddeti azalır. Hemen yolun kenarındaki kahvehaneden içeri bakıyorum. Bir kadın ve bir adam tavla oynuyor. Ben kahvehanelere daha çok erkekler takılır sanırdım oysa. Başka müşteri de yok. Neyse yoluma gideyim ben.

Şu büyük bina SSK binası olacak. Giriş kısmı her zaman ki gibi hareketli. İçeride ufak tefek dükkanların, gözlükçülerin, fotokopicilerin ve büfe tarzı yerlerin dışında bir şey yok. Hemen hepsi de SSK’ya gelenlere hitap ediyor. İşleri nasıl acaba? Koca bir bina işte. Ben parka geçeyim en iyisi. Deniz kenarına gideyim.
Yolu karşıya geçiyorum. Park bu saatte bir hayli kalabalık. Mimar Sinan Üniversitesi Heykel bölümü öğrencileri yine koca koca mermer blokları dizmişler. Bir kısmını yontarak şekillendirmişler. Ne azim ama. Düşünsene koca taşı keski ve çekiçle vura vura şekillendiriyorsun. Genelde kaba şekiller. Denize bir bakayım şuradan. İşte budur. “İstanbul’da Sonbahar” ı yaşamak istiyorsan boğazda bir yerde olmalısın. Rüzgar biraz fazlaymış. Ortam o kadar güzel ki, rüzgarı düşünecek durumda değilim. İstanbul’da yaşadığını buraları gezip görmeden nasıl anlayacaksın. Boğaz’a gideceksin, Çamlıca’ya çıkacaksın. Kanlıca’ya gidip şekerli yoğurt yiyeceksin. Sarayburnu’nda bir çay içeceksin. Haliç Köprüsünde veya Unkapanı köprüsünde balık tutacaksın. Eminönü’nde Mısır Çarşısında bir gezeceksin. Yoksa İstanbul’da olduğunu idrak edemezsin. “O balıklar ki derya içreler, derya nedir bilmezler” gibi bi şey olur. Sen Esenler’den, Bağcılar’dan, Esenyurt’tan, Sefaköy’den çıkmayacaksın, sonra da “İstanbul’da yaşıyorum” diyeceksin. Sonbahar gelecek, geçecek sen de gezeceksin, göreceksin, yaşayacaksın İstanbul’da. Yoksa yaşın kemale erer de benim gibi, haberin olmaz.

Ben şu şarkıyı bir daha dinleyeyim en iyisi..

“İstanbul bugün yorgun, üzgün ve yaşlanmış
Biraz kilo almış
Ağlamış yine, rimelleri akıyor”
 
Toplam blog
: 19
: 2210
Kayıt tarihi
: 07.06.07
 
 

Sinema ile ilgili sağda solda yazdığım yazıları sizlerle de paylaşmak istiyorum. Beğenerek izlediğim..