İstanbul'u dinliyorum gözlerim kapalı...:))

Masmavi gökyüzünün semalarında özgürlüğün tadını çıkarırcasına dolaşan , yüzlerce martıya ev sahipliği yapan şehri İstanbul..

Nedir seni benden beni senden alan o alacakaranlık hikayelerin buğulu kuytusu..

Bir tarafın Avrupa kokar diğer tarafın buram buram Anadolu..Muazzam güzellikteki boğazının eşsiz manzarasında oturupta sıcak bir çayı yudumlamadan geçemeyiz.Ne gemiler izin verir bu duruma nede kuşlar.

Galata Köprüsünün etrafını donatan olta meraklısı yüzler, derdiniz balık tutmak mı?yoksa o güzelim manzaraya ev sahipliği yapmak mı??

Galata Kulesinin önünde mendil satarak ekmeğinin derdinde olan masum yüzlerin fotografı.

Bir karelik yerlerin bile doyulmaz keyfini yaşatır İstanbul, acıyla hüzün karışımı mutluluklarda...Taksimden yola çıkan geriye bile bakma lüzumunu hissetmez gördüğü diğer güzellikler içinde..Gördüğü her kare içine hapsolmuş, onunla yol alır günboyu..

Yaşayan bir Şehir edasıyla nasılda gururlu ve mağrurdur..Kim istemez yolu Beyoğluna düşüpte, barlar sokağında oturup canlı fasıl yapmayı..

Camilerin minarelerinden yankılanan ezan sesi altında Eminönünde balık ekmek yemek..Oradan yukarıya doğru yol aldığınızda Gülhaneye uğrayın, uğrayın ki o muazzam büyüklükteki ağaçların gölgesi altında kuş sesleriyle bütünleşip şöyle bir serinleyin.İsterseniz biraz ileride çay yada kahve içebileceğiniz yerlere ulaşmanız ve manzarayı oturarak daha bir güzel yaşamanızda mümkün..Aşağıdan Tren geçiyor belli ki kumkapıya doğru yol alıyor ve martıların eşliğinde Kadıköye doğru yol alan yolcu vapuru, nasılda güzel öttürüyor düdüğünü..

Ben şimdi Gülhaneden çıkıp eski İstanbulun yaşandığı yerlere şöyle bir uğramak istiyorum, izin verirseniz..Neredeyim ben..??Hatırladım burası Osmanlı zamanında Padişahların Saraydan inipte şehri dolaşmak istediklerinde uğradıkları bir yer...Sultan Ahmet Meydanı..Park ve parkın etrafını kuşatan muazzam görünümlü Sultan Ahmet camii..O Ayasofya'ya çevirmiş yüzünü bir yüzünüde diğer görülesi yüzlere ...Nasılda büyük bir gururla bakışıyorlar birbirlerine, sanki keyfi yaşayanlar değilde yaşatanlar alıyor bu Şehri şehir yapan gerçekleriyle...

Aşıkların kaldırım taşları üzerinde birbirleriyle kenetlenircesine yorulmadan yol aldığı bir yer İstanbul..Ne şiilere ne şarkılara gönlünü kaptırmıştırda, yinede bir türlü bitirememiştir kendini aşkını ve özlemin kokusunu tadanların yüreğinde....

İstanbul, taşın toğrağın gerçekten altın bana ve binlercesine göre..Yanlız değerini ve kıymetini bilene..

Açık hava müzesi.Tarihi her karede yaşatabilen ve yaşayan efsaleler şehri...

İSTANBUL...