İstanbul’un nüfusu 100 milyon olursa ne olacak; belli bir rakama ulaşınca yerleşim durdurulmalı

Arkası orman önü deniz, ne kadar büyüyebilir ki? Ormanı kestirmezler, denizi küstürmezler; bu iş yeşilin ve de mavinin başladığı yerde biter.

Arkası orman önü deniz diyoruz ama boşluk bulur bunlar; Trakya’ya yapar İstanbul der, İzmit’i Sakarya’yı İstanbul’a ekler; İstanbul yamyamlarının hırsı bu şehri Gerede’ye kadar götürür. Belki başkentle birleştirir de elektrik kablolarının boyu yetmez.

Yani İstanbul’umuzun ne kadar daha büyüyeceği bilinmiyor…

Ama o kadar da çok büyümemeli yani; Pendik ilçesinin Sapanca mahallesinde oturan teyzemi görmeye gidemem sonra. İnsanların yaşayışı zor olur tamam da başka yönlerden de acayip olur. Ne demek 50 milyon şehir! Konya ovasına bir şehir kuralım 80 milyonu oraya dolduralım o zaman.

Büyüklüğün de bir sınırı vardır, devlet büyüklüğünde şehir olmaz. Bir kere her şeyden önce bu kadar insan bir arada yaşayınca havayı tüketir, ozon tabakasını deler, zaten delik. Sonra savaşta da uygun değil, kabak gibi hedef.

O kadar İstanbul hastasıysan yakınlarda bir yerde ikinci bir İstanbul kur. Fazla uzak olmasın, Sahra çölü mesela!

Durmadan bina dikiyorlar. Çok büyük şehirde ben yaşayamam, tansiyonum çıkar. Gidiyom gidiyom bitmiyo, bilet parasını sizden alacağım bu gidişle. Öyle ki uzak yerlere gidince hazır gelmişken köyüme de uğrasam mı diyorum. Bu arada köyüm kuş uçumu 500 deniz mili, karadan. Kafayı yiyen dervişin kafa bitince oynamaya başlaması gibi oldu ya başka türlü anlatılmaz ki!