Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Mart '19

 
Kategori
Siyaset
 

İstanbul ve Ankara AKP'nin

Aslında seçimlere on gün kala daha net bir şekilde öngörü yapılabilir yerel seçim sonuçlarıyla ilgili ama ben ısrarla şimdiden İstanbul ve Ankara'yı AKP alacağını ama ülke genelinde yüzde 8'ler civarında oy kaybedeceğini öngörmekteyim.

Ankara ve İstanbul'u AKP'nin alacağını neden mi öngörmekteyim?

Kılıçdaroğlu'nun tutumundan dolayı. Daha doğrusu dürüstlüğü dışında yetersiz bulduğumdan.

Ekonomisi neredeyse dibe vurmuş bir ortamda Kılıçdaroğlu gümbür gümbür ses getirmeliydi.

Hani nerede?

!..

Bu bir..

İkincisi, seçimlerle iktidar koltuğu 2002 yılından sonra değişmediğini görüyoruz. Değişebiliyor olsaydı Muharrem İnce bugün cumhurbaşkanı koltuğunda oturuyor olacaktı.

Göz vardı nizam vardı. İzmir ve İstanbul mitingleri'ne bakıldığında İnce'yi iktidara taşıdığını peşinen görülmüştü ama 24 Haziran gecesinde ne olduysa seçimin mağlubu oldu.

Tamam seçim tıpkı futbol karşılaşması gibi kim rakip liderin söylemlerini uygun uslüpla çürütmeye çalışırsa sandıkta karşılığını alır azizim.

Siyasette bu bir realitedir.

Muharrem İnce yirmi yıl aradan sonra ilk defa seçmeni temiz espri anlayışıyla buluşturmuştu.

Gelmek istediğim nokta İnce değil. İnce üzerinden bugünkü siyasi atmosvere dönmek istiyorum.

Bakınız 80 ihtilalinden sonra seçim yasaları bilindiği gibi tersyüz edilerek çarşaf liste yöntemiyle seçimler yapılıyor. Bu durum da bana açıkçası demokratik gelmediği için 35 yıldan fazla süredir yapılan seçimleri ciddiye almıyorum. Bu yüzden de sadece biri yerel seçimler olmak üzere bir de eğitimci olduğundan Muharrem İnce için ikinci kez sandığa gitmişim (partilere oy kullanmadım, kullanmış olsaydım kendimle çelişirdim)

Arkadaşlarım sitem ediyorlar bana 31 Mart seçimlerinde oy kullanmaya sandığa gitmek istemiyorum diye.

Seçimler 80'den sonra sadece maalesef araç olmuştur. Kapitalizm sisteminin yol arkadaşı olmuştur seçim sandıkları.

Yol arkadaşı olmak demek başta aile olmak üzere bütün ahlaki değerlerimizin erezyona uğraması demektir. Her ahlaki değerin önüne meta değerinin önüne geçmesi demek olduğundan dolayı seçim sandıklarıyla işim olmaz olamaz..

Son yirmi yıl içinde toplumda oluşmuş olduğu ahlaki kirlenme kendi içinde dönüşüm sağlamadığı sürece AKP'nin önünü kimsenin alacağını zannetmiyorum.

Seçmene ne verirseniz onu alıyor. Özal verildi aldı seçmen. Çiller verildi aldı. Yılmaz verildi aldı. Erdoğan verildi aldı. 31 Mart seçimlerinden sonra İstanbul ve Ankara'yı alacak ve ülke genelinde ortalama yüzde 8'ler dolayında oy desteğinin azalacağı AKP'den sonra yeni parti kurma çalışmaları ciddi anlamda öne çıkarsa seçmene yeni bir veri verilmiş olacaktır.

Verilmez ve yeni parti çalışmaları gündeme gelmez ise, kızmasınlar arkadaşlarım ama Erdoğan'ın hızını kimse kesemeyecektir.

 

 
Toplam blog
: 2327
: 450
Kayıt tarihi
: 03.07.07
 
 

25.05.1960 doğumlu. Üniversite terk. Müzik, seyahat ve tiyatro sever. Antalya Devlet Tiyatrosu'nd..