Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Aralık '09

 
Kategori
Müzik
 

İşte o bestekar

İşte o bestekar
 

kaynak: aydinatalay.com


“ Tut-î mucizegûyem ne desem lâf değil Çerh ile söyleşemem ayinesi sâf değil “ …… Bir kuşak, bu şarkıyı merhum bestekar ve ses sanatkarı Münir Nurettin Selçuk ile sevdi. Bizim kuşak ise Bülent Ersoy’un yorumuyla. Peki sonra ne oldu? Tut-î mucizegûyem ne desem lâf değil Çerh ile söyleşemem âyinesi sâf değil Ehl-i dildir diyemem sînesi sâf olmayana Ehl-i dil birbirini bilmemek insaf değil Bir bestenin fevkaladeliği şair, bestekar ve ses sanatkarının aynı ruh halini yakalayabilmesi ile ortaya çıkar ancak. İşte şair Nef’i yazmış, bestekar aynı ruh hali içinde bestelemiş. Ve ortaya çıkan muhteşem eser. Tabi bu eseri yorumlarken kaç ses sanatkarı o duyguyu bize yaşatır oda ayrı mevzu. Şair Yahya Kemal Beyatlı’nın dediği gibi: “O ki bir ihtişamlı dünyaya Ses ve tel kudretiyle hakimdi Adeta benziyor muammaya Ulemamız da bilmiyor kimdi “ …..
….. İşte BUHURİZADE MUSTAFA ITRİ. Asıl adı Mustafa olup, “Itri” şiirlerinde kullandığı mahlastır. Mahlası ile ün kazanmıştır. Baba mesleği buhurculuk olduğu için “Buhurizade” denmiş. Muhtemel doğum tarihi 1640’tır. İstanbul’da doğmuştur. Itri ilk mektepten sonra bir müddet medreseye devam eder. Sonra Enderun’a girerek musiki kısmında tahsilini tamamlar. Bu arada özel hocalardan da dersler alır. Mükemmel bir musiki ve hanendelik öğrenir. Edebiyat, Arapça, Farsça ve Hat tahsil eder. Klasik Türk Musikisi denince şüphesiz en büyük bestekarların başında anılır Itri. Üç asırdır dinlenen ve duygularda, ruhlarda aynı zevki, aynı etkiyi bırakan; günümüze kadar kıymetlerinden hiçbir şey kaybetmeyen eserler vermiştir. Itri’nin musikide başlıca üstatları Nasrullah Vakıf Halhali ve Hafız Post diye ün kazanan Mehmet Çelebi’dir. Hanende ve Tanburi Mehmet Çelebi (Hafız Post) musikimizin dehalarındandır. Itri hattatlıkta “talik” denilen hat sanatı üzerinde de çalışmıştır. Hocası Siyahi Ahmet efendi dir. Ayrıca şairliği de vardır. Mustafa Itri, Padişah dördüncü Mehmet zamanında besteleriyle çok dikkat çeker. Yenilikçi ruh ve bir o kadar etkileyici namelerle herkesin hayranlığını kazanır. Sık sık sarayda verdiği konserlerle padişahın iltifatlarına mazhar olur. Itri’nin günümüze ulaşan dini musiki alanındaki en meşhur eseri “Segah Tekbir” dir. Segah Tekbir yalnız Türkiye de değil bütün İslam aleminde üç asırdır okunmaktadır. Hala Türkiye de okunan diğer meşhur dini eserleri: Segah salat-ı ümmiye ve maye Cuma salatı dır. Segah Tekbir kurban bayramı tekbiri olmakla beraber her Müslüman ezbere bilir ve çok vesileyle söylenir. Merhum Yazar ve Şair Baki Süha Ediboğlu ise “Türk Musikisi Bestekarları (1962) “ kitabında Itri ile ilgili şunları da yazar: “Dördüncü Mehmet bir gün Itri’nin yeni bir bestesini dinledikten sonra kendisinden bir arzusu olup olmadığını sormuş, o da esirciler kethüdalığını istemişti. O sırada Enderun’da 120 akçe ile musiki muallimliği yapmakta idi. Itri Çelebi şahsen zengin ve şöhret sahibi bir kimse olduğu için, böyle hiç de parlak olmayan ikinci, hatta üçüncü derecedeki bir memuriyeti isteyişi hayretle karşılanmakla beraber arzusu derhal yerine getirildi. Halbuki onun maksadı başka idi. Yeni memuriyeti dolayısıyla İstanbul’a gelen bütün esirleri görecek ve bu sayede onların folklor musikileri hakkında bilgi edinecek ve aralarındaki güzel sesli ve musikiye istidatlı bulunanları seçip yetiştirecekti. Itri bir taraftan saraya devam etmekle beraber, vaktinin en büyük kısmını İstanbul surları dışındaki bahçesiyle meşhur köşkünde geçirirdi. Bu bahçenin çiçek ve meyveleri nam salmıştı. Büyük bestekar aynı zamanda marifetli ve bilgili bir çiçekçi ve meyve yetiştiricisi idi. Nitekim İstanbul’un meşhur Mustabey armudu ilk defa onun bahçesinde yetişmiş ve onun adını alarak bugüne kadar bu isimle devam edip gelmiştir.

Buhurizade Mustafa Itri Çelebi vaktinin büyük bir kısmını hiç şüphesiz beste yapmakla geçirirdi. Gelmiş geçmiş bestecilerimizin en veludu (üretken, çok eser ortaya koyan) olarak gösterilir. Beste, Nakş, Kar olarak bin’den fazla eser meydana getirmiştir. Fakat ne yazık ki bunlardan halen elimizde ancak yirmi parça vardır. /………/ Buhurizade Mustafa Itri Çelebi’nin ilk şöhretine sebep olan eser hüseyni makamından bestelediği: ‘Dilber dile, dil dilbere fettane münasib Gül bülbüle, bülbül güle handane münasib’ mısralarıyla başlayan eseridir. Buhurizade çok yaşamış ve Dördüncü Mehmet, İkinci Süleyman, İkinci Ahmet, İkinci Mustafa ve Üçüncü Ahmet devirlerini görmüştür. Ölümü 1712 tarihine rastlar. Edirnekapı dışında, Mustafa Paşa dergahı civarındaki mezarı yolun kenarındadır. Klasik Türk Musikisinin büyük ustası Itri’yi bütün hüviyeti ve değeri ile tahlil etmeye ve canlandırmaya imkan yoktur. Onun Türk Musikisindeki mevkiini büyük üstat Yahya Kemal ne kadar güzel anlatıyor: ‘O ki bir ihtişamlı dünyaya Ses ve tel kudretiyle hakimdi Adeta benziyor muammaya, Ulemamız da bilmiyor kim di. O eserler bugün define midir? Bir bilen var mı nerdeler şimdi? Öyle bir musikiyi örten ölüm Bir teselli bırakmaz insanda Muhtemel görmüyor henüz gönlüm. Çok saatler geçince hicranda Düşülür bir hayale zevk alınır; Belki hala o besteler çalınır Gemiler geçmeyen bir ummanda… “ Erol Güldiken
 
Toplam blog
: 53
: 1368
Kayıt tarihi
: 31.10.08
 
 

Bestekar ve Yazar'ım. Sanat, kişisel gelişim ve hayata dair; elimin erdiği, dilimin döndüğü ve ka..