Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

29 Ekim '13

 
Kategori
Deneme
 

İstersen Mısır'a Sultan ol! "Kul"sun nihayetinde...

İstersen Mısır'a Sultan ol! "Kul"sun nihayetinde...
 

alıntıdır


“İnsan yalnız kalınca kendinden bir tane daha doğruyor; korkma desin diye” Ece Temelkuran’ın Muz Sesleri isimli kitabındaydı bu cümle. Okuduktan sonra yine küçük bir not kağıdına yazıp saklamışım. Benim kitaplarımın arasından ne zaman, ne çıkacağı hiç belli olmuyor. Belki de bu yüzden sevmiyorum kitap alışverişinde bulunmayı işte.

Her yazdığım notu aradan uzun zaman geçtikten sonra alıyorum elime yeniden. Yazdığım “an”ı anımsıyorum. O gün ne hissetmişim, bu gün ne hissediyorum? Belki de böyle yaparak bende kendimi tanıyorum. Her yeni gün bir huyumu daha fark ediyorum mesela. Yabancı birini gözlemler gibi gözetliyorum kendimi.

Geçen gün yürüdüğüm kısacık mesafede aklımda bir tek o cümle; insan yalnız kaldığında kendinden bir tane daha doğururmuş işte. Sadece; korkma desin diye.

Oysa bazen tercihimiz oluyor yalnız kalmak. Hele ki nereye gideceğini bilmeden çıktığı yürüyüşler yok mu insanın, işte o zaman da tesadüf sandığımız yaşanması gereken noktalara çekiyor ayaklarımız bizi.

Dedim ya, bazen yalnız yürümek huzur taşıyor alabildiğince.

Geçen gün yürüyüş yapıyordum yine.

Arkada yüzünü görmediğim ama sesinden orta yaşlı olduğunu anlayabildiğim iki kadının konuşmasına tanık oluyorum; eşi mühendis, kendisi doktor diyor biri. Aferin diyor bir diğeri. Ne kadar da rütbelerin esiriyiz diyorum kendi kendime. Belki de iç dünyasında hiç tanımadığımız insanlara bile sırf rütbesi yüzünden muazzam saygı gösteriyoruz. 

Küçüklüğümüzde bile büyünce ne olacağımız sorusu aşılanıyor beynimize. Hiç birimiz insan olacağım demiyoruz. Ya doktor, ya mühendis, ya öğretmen deyiveriyoruz. Mesela merhametli, şefkatli, mutlu, yardım sever biri olacağım demiyoruz. Aklımıza dahi gelmiyor çünkü. Sonra akla gelmeyen büyüyünce de hatıra gelmiyor. Derken hayat yarışında buluyoruz kendimizi. Saygınlık istiyoruz. Saygının ise yalnızca rütbelerle, yaptığımız işle orantılı olduğunu düşünüp kendimizi paralıyoruz. Hatta belki zamanla insanları da aşağılıyoruz.

Kul olduğumuzu unutuyoruz.

Kendimizi şaşırtıyoruz. Vefa, hoşgörü, sevgi uğramıyor yüreklerimize. Gittikçe katılaşıyoruz. Egomuz esir alırken, “ben” merkezli olmayı marifet sayıyoruz. Teknoloji tüm rahatlığı ayaklarımızın dibine sererken biz onu sevdiklerimiz için kullanacak vakti bile bulamıyoruz.

Mütevazı olmayı beceremiyor, yaptığımız her şeyi kendimizden çok “desinler” duygusu beklediğimiz için yapıyoruz.

Kral ol, Kraliçe ol.

İstersen Mısır’a Sultan ol. “Kul”sun nihayetinde.

Ve dünya üzerindeki asıl yerin, gerçeğin sadece bu belki de.

 

  

 
Toplam blog
: 670
: 1923
Kayıt tarihi
: 19.12.10
 
 

İstanbul doğumlu. Kuantum Yaşam Koçu. EFT, NLP, ETKİLİ İLETİŞİM, BEDEN DİLİ gibi bir çok konuda e..