Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Aralık '11

 
Kategori
Tarih
 

İstiklal Savaşı gazi biyografisi

İstiklal Savaşı gazi biyografisi
 

BAZI İNSANLARIN ÖLÜSÜ BAZILARIN DİRİSİNE BEDELDİR


Babamın ölümünden 40 yıl sonra 1972 yıllarında çekilmiş İstiklal Madalyalı bir fotoğrafın elime geçmesi ve babamın öz geçmişi hakkında oldukça detaylı araştırmalar yaptım, babamın İstiklal Savaşı gazilerinden olduğu ve fotoğrafta madalya babamın gögsünde asılıydı.

Babamın İstiklal Savası gazisi olmasına rağmen, babama verilen İstiklal Madalyası ölümünden sonra abimden geri alınmıştır. Madalya neden ve nasıl geri alındığı gibi hususlarda araştırmalar yaptım.Geri alınmasındaki sebep askeri kayıtta Reşit , Raşit yazısı idi.

Babam Mütevafa İstiklal Savaşı Gazisi Erzurum ili Karaalioğulları şöhretlerinden, Karaali lakaplı Kanber ve Kutte'den olma (1315) 01.07.1899 Ergani Memelan nüfusuna kayıtlıdır.

Büyük abisi Şeyhmus balkan harbinde şehit olmuştur. İki kardeştirler.Babam henüz çocuk denecek yaşta vatan savunması için 14,15 yaşlarında silah altına alınmıştır.8,5 yıla yakın askerlik yapmıştır.

Doğu Cephesi’nden başlayarak sırayla İç Anadolu , Çorum, Sakarya Meydan Muharebesi dahil askerliğin son dönemlerini Kütahya Dumlupınar. Afyon Sandıklı, Manisa Alaşehir'degeçirmiştir.Ayrıca babam buralarda geçen anılarını da sürekli bizlere anlatırdı. Doğla civarlarında yaralanması sonucu Hilalahmer (Kızılay) de tedavi gördüğü kayıtlarda mevcuttur. (06.03.1337)

M. Kemal Atatürk’ün'‘İlk hedefiniz Akdeniz’dir'’ . emriyle 9 Eylül 1922' ki sabahı Izmir’e giren öncü Süvari Birlik Çavuşu rahmetli babamın aralarında bulundğu ilk süvari birligidir .İşgalci kuvvetin kaldığı evde asılı Yunan bayrağını indirip üç arkadaşı ile birlikte Türk bayrağını asan (arkadaşları arasında Kürt Reşo lakaplı) Süvari Çavuşudur. Anılarına şahit olan köylülerimiz ,anılarını şöyle anlatırdı. Köyün cami avlusunda İzmir marşını söylerken gözlerinden yaşlar akardı.Köyümüzün öğretmeni tarih dersinde vatanın kurtarılmasında çekilen acılı zorlukları anlatması için haftanın bir günü babamı okula davet edermiş.Babam ; taarruz esnasında Yunan askerlerini öldürdüğünü ve kaçanların da denize atlayıp intihar ettikleri söylerdi. Kendisi sol baldırından yararlanır. Yara henüz sıcak olduğu için farkına bile varmaz ta ki kan , çarık çizmeden dışarı akmaya başlayınca yaranın soğuması sonucu yaralandığını fark eder. Savaştan sonra Izmir sokaklarında dolaşırken pencere ve balkonlarda bizlere sevinç gösterileri, para, yemek ve alkışlarla tebrik ettiklerini anlatırdı. Savaş sona erdikten sonra babam Izmir’den yürüyerek 4-5 ay içerisinde Diyarbakır’a dönmüştür. Ancak halk tarafindan şehit edildiği söylentileri yayılır.

Yaptığım araştırmalara göre, 1972 yılında Diyarbakır - Ergani Devlet Hastanesi'nde görevli aile dostumuz rahmetli DR. Talat Yüzbaşıoğlu ' nun evinin balkonunda çekilmiş bir adet fotoğrafa ulaştık. Elimize geçen fotoğrafın arka yüzünde doktor beyin kendi el yazısı ile şunlar yazıyordu. - “Evimin balkonunda Reşit Çavuş, ( Izmir'e giren ilk Türk) ve ben” . Bu Fotoğrafta görüldügü gibi babamın İstiklal Savaşı madalyası göğsünde asılıydı.Bu madalyayı üç aya yakın zaman taşıdıktan sonra vefat eder.Aynı gecenin sabahı askerlik şubesinden gelen görevliler babamın şeref aylığı ve ikramiyesi geldiği haberi verilir. Abim görevliye babamın vefat etiğini söyler .Görevli ; '' elimde olsa mezarda çıkarıp parmağını basarım '' der.

Babam vefat ettiğinde 73 yaşında idi. Ben ise 6-7 yaşlarındaydım.Babam öldükten sonra madalyası büyük ağabeyimin elinden çeşitli bahaneler ile geri alınmıştı.Bu amaçla yerel askerlik şübesine dilekçe ile müracata bulundum. Bazı evrakları temin etmem gerektigi söyendi.Evrakları hazılayıp müracata bulundum.Gelen yazı sonucu mirasçının büyük oğluna kanunen mümkündü.Benim Bu araştırmaları yapmamın sebebi de Istiklal Savaşının muzafferiyet ile sonuçlanmasından dolayı babama verilmiş olan İstiklal Madalyası'nın , ölümünden sonra çeşitli bahaneler ile bizlerden alınmasıdır. Istiklal Savaşı gazisi rahmetli babama hizmetine karşılık verilmiştir. Bu onurlu madalyayı geri alarak manevi anlamda babamın ailemize bıraktığı bu yüce onuru taşımak ve çocuklarımızın da köklerini daha iyi tanımalarını sağlamaktı. Neyse ki bütün bu uğraşlarım boşa çıkmadı ve madalya 07.12.2011 tarihinde Ergani Askerlik Şubesi tarafından ağabeyim Zülkif Nazli’ya geri verildi. Böylelikle devletimizin babama olan vefa borcunu bir nevi de olsa geri iade etmesine vesile oldum. Ne mutlu bana bu arada ben sözlerime ilaveten birkaç şey dile getirmek istiyorum.Kırk ( 40 ) yıl içinde ailemin defalarca müracatlarında askerlik kayıtları bulunamadığı cevabı verilmiştir.Kanun ve yasalarımızın geçen süreçte vatandaşın lehine çok güzel gelişmeler gösterdiğinin en güzel örnegidir.Görevini yapan komutanlar ve görevli sivil personele çok teşekür eder sayğılarımı sunarım.

Vatani savunmasında şehit ve gazi olmuş dede ve babalarımızın istiklal şuuru ve ruhu ile bu vatanı bizlere emanet bırakan tüm atalarımızın mekânı cennet olsun nur içinde yatsınlar.

Ülkemizde 35 yıldan beri devam eden ve hala dökülmekte olan kardeş kanının son bulmasını yürekten diliyorum. sayğılarımla 02.01.2012                                                                                                                                            

 
Toplam blog
: 24
: 479
Kayıt tarihi
: 19.12.11
 
 

Haci Nazli. Celal Bayar Üniversitesi VARLIĞIMLA KİYMETİMİ BİLMEYENLERİ YOKLUĞUMLA TERBİYE EDERİM...