Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Kasım '09

 
Kategori
Şiir
 

İyi şiir

İyi şiirde ilk dikkati çekebilecek iki şey vardır. Bunlardan biri, sözcüklerin müziğidir.

Müzik denilen şey seslerin birbirini uyumlu olarak bir araya getirilmesinden çıkan bir bütünlüktür. Bunu insanlar çok farklı araçlarla yapabilirler, bunlara enstrüman denir. Kelimeler de bir tür enstrümandır. İnsan bedenindeki havayı, örneğin bir flüte üflerse, diğer koşullarla birlikte, bir müzik çıkar, aynı şekilde, bu gücü, belli bir kelimeye bağlarsa o da bir ses ya da müzik üretir. Tabi teknik anlamıyla müzik, bu seslerin daha derin yöntemlerle daha profesyonelce ve hoş duyum yaratmak amacıyla yapılan işin adıdır. Bu nedenle, bir kelimeyi seslendirirken, müzik yapıyor olmayız. Ama bu da, bir kelimeyi seslendirirken, hiç müzik yapmadığımız anlamına gelmez. Bazı insanların, ses tellerininin eğitiminden geçen öyle konuşma üslupları vardır ki, ne dediğini anlamadan bile, sesinin rengine, melodisine, kelimelerdeki harflere, hecelere basışına adeta bir müzik eserini dinlermiş gibi dalıp gidebiliriz. Kelimeleri bir müzisyen gibi kullanmak her zaman bir kişisel gelişim konusudur, ama konumuz şiir olduğuna göre, şiirdeki yeri, şiirin diğer amaçlarıyla oldukça örtüşen bir durum yaratır. Şiir bir izah, açıklama, metin değildir, şiir özel bir sır ile bir araya getirilmiş estetize edilmiş bir duygusal üründür, bu nedenle, orada kullanılan kelimelerin müzikaliteleri önemlidir, bu sadece tek bir kelime için yeterli değildir, birbiriyle uyumlu, akışkanlık yaratan, birbirine batmayan, ama tamamlayan seslere sahip kelimeler içermelidir/içerebilir. Bu tür kelimelerle kurulmuş bir şiiri ezberlemek de kolaydır. Çünkü bir şiir parçasını hatırlamaya çalıştığınızda onun müziğini hatırlıyorsanız, o melodi size kelimeleri de hatırlatır. Bir şiiri sessel olarak güzel yapan diğer bir özellik ise, bu seslerin birbirine uyumluluğu ve aynı zamanda, kelimelerdeki anlamsal uyumluluktur. Anlamsal uyumluluk ile kastedilen doğru ya da iyi Dil’dir. Bir kelimenin sesi, nasıl ki kendisine benzer sesli bir kelimeyi istiyorsa, bir kelimenin anlamı, benzer anlamlı bir kelimeyi ister. Buradaki benzer anlam, birbirine çağrışımı olan kelimelerin ne eksik ne de fazla, doğru seçimidir. Eğer bir kelimenin başka bir kelimeye açık çağrışımı olduğu halde, doğru seçim yapılmamışsa anlam berraklığını, berraklıktan çıkan melodisini kaybeder ve gücü zayıflar. Bu iki özellik bir şiirin gerekli koşulu ama yeterli koşulu değildir. Bir şiirin iyi bir şiir olmasını sağlayan anlamın içeriğidir. Çıkardığı sesler melodik ve uyumlu olan ve çağrıştırdığı diğer kelimelerle birlikte arda arda dizilmiş kelimeler bütünü yine de iyi şiir olmayabilir. Şiir her yaratısal metin gibi dipte bir araştırmayı içerir. Şiir görünüşte, şairin durumunu anlatır gibi durur, ancak aslında bu sadece görünüşte böyledir, iyi şiir, her iyi sanat eserinde olduğu gibi, başkalarının durumunu ve duygularını yakalayan, ‘anlatan’, ortaya koyan şiirdir. Dar anlamda, belli bir şairin kendine özgülüğü gibidir, ama onda başka insanlar da kendi durumlarını görebilmektedirler. Hiçbir iyi şair de, başkasını yakalamayacak, başka insanı anlatmayacak bir şeyi şiir diye yazmaz. Bozuk pek çok şiirde bu sık görülen bir şeydir.. Şair, kafiyeli ve coşkulu sözleri peş peşe dizer ama, o salt kendi durumundan başka hiçbir şeyi anlatmıyordur, bu ne kadar acıklı olursa olsun, duygulu olursa olsun, yine de şiir vasfını kazanmaz. Kendini anlatırken başkasını anlatmak, başkasını anlatırken kendini anlatmak, bu bağın mutlaka kurulması gerekir. Şiirde araştırılan ve şiirin olanaklarıyla ortaya konulan şey insanlığın insanlığıdır. Şiir insanlığın insanlığına dair olanı ve gerçekten var olanı, bir sözdizimi içermeden, bir metin olmadan ama yine de bir metinmiş gibi peş peşe dizilmiş olan, duygusal bağımsızlıkları ve kendi iç melodileri olan, anlam çağrışımlarına sadık olarak ilerleyen kelimelerin aracılık ettiği anlamlar bütünüdür. Şiirin başlıca özelliği yeni kelimeler bunları farklı bağlamalar ve farklı ses oyunları farklı dizilişler falan gibi görünse de, içinde insanlığın insanlığına dair noktayı ortaya koymayan bir anlam bütünlüğü ve bunun içinde adeta duygu patlamalarına gibi olan kelime dizilişleri yoksa, kelime yığınından ibarettir.

İnsanlığın insanlığını şiirsel bir şekilde yakalamak ise dünyayı beninden hareketle anlamlandıran değil de, benini dünyadan hareketle anlamlandırmaya çalışan insanın harcıdır. Ancak o zaman insanın insanlığa ve insanlığına körlüğü ortadan kalkar ve onu anlatmaya başlayabilir.

 
Toplam blog
: 467
: 1012
Kayıt tarihi
: 21.10.07
 
 

Ankara'da yaşıyorum. Çeşitli güncel konularda, zaman zaman "Neden olaya böyle bakılmıyor?" diye düş..