- Kategori
- TV Programları
İzleyiciye Dizi beğendirmek artık zor iş
Yeni sezon gösterdi ki TV izleyicisine dizi beğendirmek artık o kadar da kolay değil. Ne diziler sezona bir heyecan kasırgasıyla başladı ama kimisi ya veda etti ya da veda etti edecek.
Haluk Bilginer’in de yer aldığı yeni sezonun uzun süreceği tahmin edilen dizisi Hayatımın Rolü ve Veda dizisinin ekrana erken veda edeceği konuşuluyor… Sultan, Sudan Bıkmış Balıklar, Evlerden Biri, Son yaz Balkanlar, Kötü Yol ve diğerleri artık yok.
Yeni sezonda başlayan ve reyting olarak başarılı işlerin altında ise ATV’nin başarısını görüyoruz. Huzur Sokağı, Karadayı, Benim İçin Üzülme, sezona gerçekten iyi başladılar.
Yeni sezonun en karakteristik özelliği yeni başlayıp da reyting listesinde bir numara olan bir dizinin henüz ortaya çıkmamış olması.
Bu sonucu seyircinin ilgisini fazla bölmeye niyetli olmadığı şeklinde de; önceki projeleri aşan yeni yapımların ortaya çıkmaması şeklinde de okuyabiliriz.
Belki de kanal yöneticileri, “metal yorgunluğu” misali dizi furyasının giderek yavaşladığını gördüler. Ekranlarda arzı endam etmeye başlayan yarışma programlarının maliyet hesaplarından öte izleyicinin yeni ilgi alanlarını yakalama çabası olarak da görmek mümkün…
Uzun yıllar devam eden öyle bir furyaydı ki dizi furyası, biraz hız kesmeye sektörün de izleyicinin de hakkı var doğrusu…
KADİR ÇÖPDEMİR “TALK SHOW”U KOTARABİLİR Mİ?
Yıllardır “talk şov” Okan Bayülgen ve Beyazıt Öztürk’ten sorulur olmuştu. Arada yeni denemeler oldu. Ama her deneyen isim adeta duvara toslayıp bu işten vazgeçti.
Talk şov, ilginç bir format aslında. Hem kolay hem de zor bir iş. Stüdyoya gelen konuklar kadar orada dönen muhabbetin niteliği de çok önemli. Hatta talk şov, işin “muhabbet” tarafının zirve yapması icabeden bir format.
Ben, söyleyecek sözünün dah fazla olması ve konuklarından verim alması bakımından Okan Bayülgen’in ülkemizin gelmiş geçmiş en iyi talk şovcusu olduğunu düşünüyorum. Bayülgen, zaman zaman programını “one man show”a çevirse de bu durumu oyunun kuralları içinde düşünmek gerekir.
Neyse, Okan Bayülgen ve Beyaz’ın talk şovculuğunu değerlendirmek başka bir yazının konusu olsun, ben yine yeni talk şov kahramanımız Kadir Çöpdemir’e döneyim…
TRT 1’de başlayan “Kadir Çöpdemir Koptu Geliyor” programıyla Çöpdemir, potansiyel olarak bu işin altından kalkabilir. Mizaha yakın bir adam oluşu, ses tonu, sesiyle oynaması “muhabbet adamı” kimliğini pekiştiriyor. Ama televizyonculukta görünen kişi ya da kişiler kadar görünmeyenlerin “lojistik” desteği de çok önemli. Dünyaca ünlü ABD’li talk şovcular Jay Leno, Oprah Winfrey, Conan O’Brien, Ellen Degeneres’in başarılarının sadece kendilerinden menkul olmadığını hepimiz biliyoruz.
İlk programında Acun Ilıcalı, Sertap Erener ve Saba Tümer’i konuk etmesi konuk profili açısından çok iyi bir başlangıçtı. Ama işin “talk” yani konuşma kısmının çok iyi aktığını söylemek için zamana ihtiyaç var. Bu da normal. Ne de olsa ilk program… Ama uzaylı adamla diyaloglardan oluşan VTR’lerin üzerinde çalışılmaya ihtiyacı var…
Dilerim, Kadir Çöpdemir duvara toslayan isimler kervanına katılmaz..
GÜLAY ÖZDEM’İN REKOR DENEMESİ
Gülay Özdem’in transfer konusunda kimsenin kolay kolay kıramacağı bir rekorun sahibi olduğunu hepimiz kabul ediyoruz herhalde. Haber spikerinin (Ya da sunucumu deseydim) transfer zincirini kronolojik sıraya göre sıralamak o kadar zor ki ben de yanılmamak için Google’dan yardım almak zorunda kaldım.
Gülay Özdem’in MMC ile başlayan sunuculuk macerası, Tatlıses TV, Cine5, ATV, TV8, Kanal24, NTV, Habertürk, TRT Haber, A Haber’den sonra FOX TV’de devam ediyordu.(maşallah dediğinizi duyar gibiyim) Medyaya yansıdığı kadarıyla genç spiker, son kanalından da istifa etmiş.
Siz bakmayın kendisinin medyada “başarılı sunucu” olarak lanse edildiğine; gerçek şu ki Gülay Özdem’i gerçek manada değerlendirebilmek için istikrarlı bir biçimde ekranda olmasına ihtiyaç var. Ama Özdem, istikrarsız çizgisiyle bugüne kadar bize bu şansı vermedi…
Bu maceraperest çizginin gazıyla psikolojik tahlillere girmeyeceğim ama birisi, içinde bulunduğu “istikrarlı istikrarsızlık” halinin pek de hayırlı bir şey olmadığını ona anlatmalı. Gülay Hanım, her rekorun anlamlı olmadığının artık farkına varmalı.
Yoksa “size uygun bir kanalımız maalesef elimizde kalmadı” şeklinde özetlenebilecek kader, Gülay Özdem’i yakaladı yakalayacak…
ŞADAN KABA