İzmir'in seçimi

29 Mart yerel seçimleri yapıldı. Ama hala bitmedi. Türkiye'nin pek çok yerinde oylar hala sayılıyor veya hala başkanlar belli değil. Bu karışıklığın nedenlerine girsek yerimiz yetmez. Türkiye, bu sefer seçim yapmayı da beceremedi dersek herhalde pek yanlış olmaz.

Tabi bizim asıl konumuz İzmir olduğu için 29 Mart yerel seçimlerinin Türkiye çapındaki analizine şimdilik girmeyeceğiz. Bu, daha sonraki bir yazının konusunu oluşturabilir. Aslında bu yazı bile geç kalmış bir yazıdır ancak ne yaparsınız, teknik arızalar bazen belimizi bükebiliyor.

29 Mart yerel seçimlerinde C.H.P. İzmir'de tulum çıkardı dersek doğru bir cümle kullanmış oluruz sanırım. Doğal olarak C.H.P.'de büyük bir sevinç, A.K.P.' de ise büyük bir hüzün var.

A.K.P. bu seçimlerde İzmir'e büyük önem veriyordu. Bu nedenle de İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Aziz Kocaoğlu'nu zorlamak için bayağı uğraştılar. Ancak seçim sonuçları, A.K.P. politikasının ters teptiğini gösteriyor.

Sayın Aziz Kocaoğlu'nu zor durumda bırakmak için önce su olayını kullandılar. Hatta, Melih Gökçek bile Ankara'yı bıraktı, İzmir'in suyuyla uğraşmaya başladı.

Ama hesaba katılmayan bazı şeyler vardı. İzmirlinin karakteristik yapısını pek göz önüne almadılar. Örneğin, İzmirli öyle kavgayı falan pek sevmez. Kavgacı ruhla politika yapanlar da İzmirli'yi pek etkileyemezler. Seçimin sonuçları da bunu doğrular nitelikte.

Aynı konuya bir örnek olarak Kanaltürk Televizyonunda Melih Gökçek ile bir oldu-bittiyle tartışmak zorunda bırakılan Sayın Aziz Kocaoğlu'nun söyleyeceklerini söyledikten sonra orayı terk etmesi gösterilebilir.

Su sorununun çözümü için İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin yaptığı iki baraj projesinin Ankara'dan dönmesi de yine yerel seçimlerde İzmir'e yönelik politikanın bir yansıması olarak gösterilebilir. Daha önceki bir yazımda bununla ilgili de bilgiler vermiştim. Hatta hatırlarsanız Sayın Başbakan da " Barajı ben yapacağım, havasını sen atacaksın öyle mi? Yok öyle yağma. " diyerek bu konudaki görüşünü belli etmişti.

Arıtma tesisleri tamamlandı, sudaki arsenik oranları düştü, hiç bir yerde, özellikle de ulusal basında yer almadı. İl Hıfzısıhha bile arsenik oranlarını Belediyeninkinden yüksek çıkarttı.!

En son da bildiğiniz gibi, İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin su kullandığı Aliağa Petkim Barajının kapakları D.S.İ. tarafından açılarak milyonlarca ton su denize döküldü.

Bütün bunlara rağmen Sayın Kocaoğlu, agresif bir tutuma girmedi. Kendisine yöneltilen mikrofonlara Hükümet için pek fazla olumsuz şeyler söylemedi. " Olumlu, iyi anlaştığımız Bakanlar da var " diyerek aslında bazı politikacılara dürüst politika ve insanlık dersi verdi.

İzmirli, bir yandan Başkanına karşı oluşan güç birliğini gördü, diğer yandan da Başkanını. Tercihini de Başkanından yana kullandı. Bilinçli İzmir seçmeni dış etkenlerin kendisini asla etkileyemeyeceğini göstermiş oldu. Açık açık, göstere göstere mağdur edilmeye çalışılan, hatta mağdur edilen Başkanını % 55 gibi rekor bir oyla yeniden koltuğa oturtarak en büyük mesajı verdi.

Gerçekten de C.H.P.' nin bu seçimlerde sadece Büyükşehir' de değil neredeyse tüm ilçelerde büyük zafer kazanmasının nedenleri arasında en önemlilerinden biri de Sayın Kocaoğlu'nun kişiliği olmuştur. Sade, halktan biri olan Başkan, ilçe seçmeni üzerinde de etkileyeci olmuştur.

Özetle, A.K.P. 'nin İzmir inadı ve bu uğurda yaptıkları ters tepmiştir. İzmirli için önce değerler gelir. Yaşam tarzı, değerleri ve inandığı gerçekler onun için çok önemlidir. Ve, hiç bir şey karşılığında bunlardan taviz vermez.

Burada açılması gereken ikinci bir konu da aslında A.K.P 'nin sadece İzmir' de değil, neredeyse tüm Ege'de silinmesidir. Afyon, Kütahya ve Denizli dışındaki il belediyelerini kaybettiler. Özellikle Manisa kaybı manidardır. İlçelerde ve Beldelerde de A.K.P.'nin ciddi kayıpları oldu. İktidar partisinin bunların nedenlerini iyice araştırıp, düşünmesi gerekiyor.

Sonuçta kazananlara yeni dönemde başarılar diliyoruz. Tabi, seçim dönemindeki vaatlerin de gerçekleşmesini bekliyoruz. Bu anlamda A.K.P.'nin de bütün belediyelere eşit davranacağını umuyoruz.