- Kategori
- Bebek - Çocuk
İzmir üzerine derin sohbetler
Bizim ufaklık, yani henüz beş yaşın içerisindeki cici kızım İdil. Her gün garip garip sorularla karşıma çıkar ve gün yüzüne çıkmamış garip soruları ile beni kendisine esir eder.
Ben ne kadar kızımın soruları ile karşı karşıya kalmamak adına kaçacak delik arasamda, o benim arkamı bırakmaz ve mutlaka ve mutlaka kıstırdığı yerde, o garip sorularını soracak zeminleri bir şekilde yaratır.
Okul öncesi eğitim aldığı ana okulundan ders vermişler, hafta sonuna.
Konu İzmir.
İzmir hakkında bilgi toplayın demiş öğretmeni.
Tabii bizim ufaklık dururmu.
Daha aynı günün akşamı soru yağmuruna muhatap oldum.
-Baba
-Efendim
-Sen hiç İzmir'e gitinmi?
-Tabi gittim.
-İzmir nerede baba?
-Hani sen halanla Küçükkuyu'ya gitmiştinde, daha sonra bizde seni annenle almaya gelmiştik. Dönüştede bir yerde çay içmiştik ya, işte orası İzmir.
-Yani şu denizi seyrettiğimiz yermi, ben parkta oynamıştım, sizde annemle çay içmiştiniz, orasımı.
-Evet İdiş, işte tam orası.
-Peki baba, şimdi İzmir ne tarafta?
-İzmir Ege bölgsinde minik kuşum.
-Ege bölgesi nerede?
-Seninle Küçükkuyu'dan dönüpde geldiğimiz yollar varya, birde hani benim askerlik yaptığım yeri göstermiştim, işte o geçtiğimiz yerlerin hepsi Ege bölgesi.
-Yani İzmir Ege bölgesindemi?
-Evet İzmir Ege bölgesinde.
-İzmir Antalya'ya çokmu uzak?
-Evete İdiş çok uzak
-Yürüyerek gidilmezmi İzmir'e?
-Yürüyerek tabiki gidilmez.
-Yani kaybolurmuyuz?
-Yok kaybolmayız ama, o kadar uzun bir yolu yürüyemeyiz.
-Yolda kötü insanlar, bize kötü bir şeylermi yaparda, biz o yolu yürüyemeyiz.
-Yok İdiş, İzmir Antalya'ya uzak olduğu için yürüyemeyiz.
Ve bu diyalog bu şekilde devam ederken, daha sistemli olması amacı ile başladım İzmir'i anlatmaya
-Bak İdiş, İzmir Ege bölgesinde yurdumuzun en büyük üçüncü ilidir.
-İl nedemek baba?
-İl, yani şehir demek.
-Nasıl yani?
-Bu gibi detayları daha sonra öğrensen olmazmı İdiş.
-Tamam.
-İzmir Ege denizine kıyısı olan bir kentimizdir.
-Kent ne demek baba?
-İl yani Şehir diğer adıda kent.
-Tamam.
-İzmir'in birde komşuları var. Manisa, Aydın, Balıkesir İzmir'in komşuları İdiş.
-Yani bizim yandaki komşu gibimi
-Öylede denebilir.
-Atatürk Latife hanımla İzmir'de tanışmış ve evlenmişler.
-Başka.
-Atatürk düşmanları İzmir'de denize dökmüş ve yurdumuzu düşmanlardan kurtarmış.
-Tek başınamı düşmanları denize dökmüş Atatürk.
-Tabiki tek başına dökmemiş. Ordu komutanıymış. Ordusuna taktik vermiş, düşmanı nasıl yeneceklerine dair.
-Peki İdiş sen anlat bakalım şimdide, İzmir hangi bölgemizdeymiş.
-Bilmem.
-Biraz önce anlattım ya dinlemedinmi.
-Dinledim ama unuttum.
-Ne çabuk unuttunuz küçük hanım, sanki saatler önce söyledim.
-Bir daha söylermisin babacım, hangi bölgedeydi İzmir.
-Ege bölgesinde.
-Evet şimdi hatırladım, İzmir ege bölgesinde. Atatürk düşmanı İzmir'de denize dökmüş.
-İzmir yurdumuzun kaçıncı büyük şehriymiş.
-Bilmiyorum baba.
-Üçüncü büyük şehriymiş. Kaçıncı büyük şehriymiş İdiş.
-Üçüncü büyük şehriymiş.
-Komşuları kimmiş.
-Manisaymış başkasını unuttum.
-Sende hep unutuyorsun.
-Sen söylesene baba
-Hepsini ben söyledikten sonra ne anlamı kalırki.
-O zaman annem söylesin.
-Bence annende söylemesin, sen biraz düşün.
-Düşünüyorum ama bulamıyorum.
-O zaman sen beni dikkatli dinlememişsin.
-Dikkatli dinledim ama unuttum.
-Yoksa İdiş sen okuldadamı öğretmenini dinlemiyorsun.
-Hayır dinliyorum. Yoksa öğretmenim kızar.
-Öğretmenin size kızıyormu.
-Bazen Çocuklaaaaaaaaar diye bağırıyor.
-Çokmu kızdırıyorsunuz öğretmeninizi.
-Bak şimdi baba biz oyun oynuyoruz Ahmet Ata'yla, Atahan bizim oyunumuzu bozuyor. Öğretmenimde görüyor hepimize bağırıyor. Geçen gün ne dedi biliyormusun.
-Ne dedi?
-Kapının arkasında durup düşünün dedi.
-Kimlere dedi?
-Ahmet Ata, Atahan birde Leo'ya dedi.
-Peki onlarda gidip düşündülermi.
-Evet gidipi düşündüler?
-Peki ne düşünmüşler?
-Bilmemki ne düşünmüşler. Öğretmenim sordu onlara düşündünüzmü diye, onlarda düşündük dediler.
-Neyse İdiş biz derse dönelimmi. İzmir'in komşularını saysana aklına gelmiştir.
-Gerçekten baba gelmedi.
-O zaman yarın devam ederiz.
-Yok yok olmaz yarın devam edemeyiz, sonra öğretmenim kızar.
-Yarın tatil ama.
-Olsun öğretmenim eve gider gitmez dersinizi yapın dedi. Yarın yaparsam kızar.
- İyi hadi öyle olsun bakalım. Ama benim canım sıkıldı söylim. İstersen birazda annenle ders çalış olurmu.
-Olur.
-Anne İzmir nerede?
Annesi
-Baban anlattı ya. Ege bölgesindeymiş ben duydum.
İdil
-Sen İzmir'in Ege bölgesinde olduğunu bilmiyormuydun anne?
Annesi
-Bende unutmuştum ama biraz önce baban anlatırken kulağım takıldı Ege bölgesinde olduğunu duydum.
-Kulağın nereye takıldı anne?
-Babanın anlattıklarına.
-İzmir'in komşularını sayabilirmisin anne?
-Sayarım tabi ne varki.
-Say o zaman.
-Manisa, Aydın, Balıkesir. Sen say bakalım.
-Manisa, Aydın, Balıkesir.
-Aferin sana.
-Bildimmi anne?
-Bildin. Birde İzmir'in üzümü meşhurdur İdil. Hani senin o çok sevdiğin küçük çekirdeksiz üzüm var ya işte o üzüm. O üzümün adı ne biliyormusun.
-Hayır bilmiyorum adı ne anne?
-İzmir'in Çavuş üzümü.
-Çavuş üzümümü.
-Evet çavuş üzümü. İzmir'de daha çok yetişirmiş.
-Ondan sonrada Antalya'yadamı gelirmiş?
-Evet. İzmir'den Antalya'ya gelir ve bizde pazardan alıp eve getiririz. Yıkayıp bir güzel hapur hupur yeriz.
-Anne.
-Efendim İdil.
-Sen çavuş üzümünü çokmu seversin?
-Senin kadar olmasada severim.
-Babamdandamı çok seversin?
-Bilmem.
-Yani babamdan azmı seversin?
-Nereden bileyim İdil. Babanda çok sever çavuş üzümünü. Zaten Küçükkuyu'ya seni almaya gelirken yolda almıştık çavuş üzümünden ve bir güzel yolda yemiştik.
-Bana neden getirmediniz peki?
-Zaten halanlar sana almıştır diye getirmedik.
-Anne benim uykum geldi.
-Yatacakmısın İdil.
-Evet.
-O zaman git pijamlarını giy.
-Sen giydir.
-Hayır İdil hanım kendin giyeceksin.
-Ne olur anne sen giydir.
-Kendin giy İdil. Okuldada öğretmeninmi giydiriyor.
-Hayır.
-Peki burada neden kendin giymiyorsun.
-Giyemiyorum ama.
-Okulda nasıl giyiyorsun İdil.
-Ama orası okul.
-Of İdil of.
-Of deme anne.
Ve bu diyaloğun arkası gelmeden ben uykuya dalmışım.