- Kategori
- Dünya
Japonyada gelin olmak

Develer tellal pireler berber iken diyerek ikinci bölüme başlıyoruz.
Nur mutlu, ee artık yeni bir dünyaya, bambaşka bir kültüre bir bilinmeze gitmek de, onu neler bekliyor acaba?
şarkıda ki gibi,
"rüzgarların önünde kuru bir yaprak gibi sürükleneceksin "
mutluluk yolunda yürümeli Nur...
işinden yurdundan, kardeşlerinden ayrılıyor...
Blog yazarı notu: Her babayiğidin harcı değil bu, yürek ister bazen evden komşuya gitsem karnım ağrıyor.. sen kalk elin Japonyası na gelin git..
Bir elinde eşinin eli bir elinde bohçası. düşer yola Nur gelin. Bizde ki gibi meraklı gözler yoktur ama iyice bir sorgu sual edilir..kabul edilir elbet gül gibi kız verdik onlara,
Derler ki;
Bizimde eşimiz dostumuz var, bir düğünde burada yapmalıyız iş çevresi de tanımalı Nur gelini...
Osaka şehrin de bir otelle anlaşır oğlan babası, dört başı mamur bir düğün düzenlenir masalarda çiçekler şamdanlar, kimonoları ile kadınlar, damat dergisinden fırlamışçasına şık giysiler içersinde beyefendiler , ortalarda tek çocuk yok..
Bir düğün resmi vardır ki; ..breh brehh.... santimle ölçmüşler insanları o nasıl bir dizilimdir, sanırsın kraliyet ailesi.
Nur kız adeta bir peri, bize evlenmez bu kız derken maşallah kadere bak önce Amerika da bir düğün, sonra da Japonya da...kime nasip olur bu a dostlar..
Günler geçer hızla pamuk prenses! aman tanrım, ben ne diyorum masallar karıştı, ee geceye kalırsa blog hikayesi böyle olur.
Nur gelin müjdeyi verir eşine
-Bir bebemiz olacak der, (Japoncası tövbe bilmiyorum) sevinir eşi, Güzel bir kızları olur, birinci bölümdeki küçük Japon kız Nur gelinin bebesidir..
çekik gözleri ile şeker bir bebektir, şöyle sımsıkı sarılıp sevemez ortalık yerde oralarda çocukları uzaklardan kavaiii kavaii diye iki ellerini birleştirerek gözleri ile sevmektedirler, kardeşlerine yazdığı o özlem dolu mektuplarda şöyle demektedir;
Onların yanında Türk usulü sevemiyorum, sonra öğrenirler bunun tadını alırlarsa solar gider bebem, ben bebemin koluna saat bile yapıyorum, agucuk gugucuk, şapp şup sevmeklerdeyim.
Bir çocuk yeter mi?? yetmez hadi ardından bir prens gerek prensimiz kayınpederin deyimi ile tam bir “Türko”
ailenin mutluluğu tamdır birde yeşil panjurlu evleri olur.ama blogcu’nun uykusu gelir...bu hikaye burada
bitmezzz....bin bir gece masalları gibi oldu.. sevgi ile kalın efendim
O SEWANI NARIMASHITA HONTONI ARIGATOU GOZAIMASU