Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Nisan '07

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Kadın- erkek haklar mücadelesi

Kadın- erkek haklar mücadelesi
 

Bana her şey güç mücadelesi gibi görünüyor.

İki taraf da güçlü aslında, ama ataerkil düzen hakim olduğu için kadınlar bastırılan konumda. Kadın cinselliğini yaşayamıyor, yaşarsa onursuz algılanıyor. Eğitilmiyor, eğitilirse aykırı fikirleri yüzünden "ırıspı" olur sonra. Neyseki, bu ikinciyi kırdık. Ama birincisi hala yerinde sayıyor.

Erkekler de ataerkil düzenin içinde ezildiklerinin farkında değiller. Erkek her daim güçlü olmak zorunda, olmazsa ağlamaya bile hakkı yok, ama kadın güçsüz olabilir, hakkı vardır. Güçlü olursa "errkek gibi kadın " diye takdir de ediliyor. "Karı gibi erkeği kim sever?" Kadınlık, bir iltifat özelliği de değil zaten.

Ataerkil toplumda güç, tapınılan bir kavram farkında mısınız? "Güçlüysen herşeyi elde edersin, güçsüzsen kaybedenlerden olursun." Vurun kaybedene! Hayat mücadelesi bu boru değil, güçlü olmalısın. (Bunu yanlış anladığımızı düşünüyorum, çünkü savaşlar hala bitmiyor.)

"Düş-man'larını (Düş-man: düş adam-hayal ürünü) yenmek için güçlü olmalısın."

"Savaşmalısın."

"Sevişmek kadın işi, savaşmak erkek işi."

Onun işi bunun işi... Sanırım bazı işleri yaşadığımız bu çağda yanlış anlıyoruz. Hayatta kalma mücadelemizi, kişisel ilişkilerimizde de otoriter ve güçlü olmak zannediyoruz.

Cinsel kimliklerden sıyrılarak kendimize bir baktığımızda, ne görüyorsunuz?
Ben sadece insan görüyorum.

Ölmemek için savaşır, ama barış için sevişir de.

"Feminizm şımarıklık!" mış.

Ezilen, haksızlığa uğrayan taraf, birazcık güçlü oldu mu, önceden kalan hıncı da varsa eğer, maalesef ezmeye çabalayabilir. Ezilen kadınlar, kendilerini ezen erkeklere, yeri gelince baskı uygulayabilirler. Ya da erkeklere önyargı ile yaklaşan insan egosundan bihaber ezilmemiş kadınlar da erkeklere aynı şekilde davranabilir.Bu durum, tamamen insanın egosal eğitimiyle ilgili bir durum.

Ayrıca ben ezilmiyorum diye başkalarının da ezilmediğini sanmak büyük hata.

Kimsenin kimse üzerinde güç denemesi yapmaya ihtiyaç duymadığı günler gelince , gerçek demokrasi uygulanabilecek. Demokrasinin, kişisel arzuların tatmini için kullanılan bir özgürlük yalanı olmadığına inanmak istiyorum. Ama bunun için de herkesin sıkı bir benlik eğitiminden geçmesi gerekiyor. Şimdiki algılama kapasitemizle bu ancak, yaşadığımız hayatı sorgulayarak mümkün.

Resim: www.maximum.com

 
Toplam blog
: 11
: 644
Kayıt tarihi
: 11.04.07
 
 

Eskişehirliyim. İşletme ve Pazarlama okumuş olmama rağmen, bu alanlar dışında yazmak istiyorum. Gene..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara