- Kategori
- Aşk - Evlilik
Kadın aslında ne ister? ( Erkekleri şımartmayın II )

Erkekler diyor ki, duygularımızı hiçe sayarak yazmışsınız bu yazıyı. Haklılar da. İşte sevgili arkadaşım, göremediğin feminizm orada yatıyor. Bir önceki yazıdan bahsediyorum. Kadınlar erkekleri şımartmazlarsa onların olur özlü yazımdan.
Ama düşünün bir kere. Size aşık olduğunu saklamayan kadınları çantada keklik gibi görmüyor musunuz? Duygularını bile bile onunla oynamıyor musunuz? Sizin için canını bile vereceğini bildiğiniz kadının mı yoksa size hiç pas vermeyen kadının mı peşinden sürükleniyorsunuz?
Bazılarında da aşktan korkmak diye bir saçmalık var. " Beni o kadar çok seviyor ki, bu sevginin büyüklüğünden korkuyorum. " Hadi canım! Bu herhalde " sen daha iyilerine layıksın" ın trendy versiyonu.
Ben sinirliyim bu konuda erkeklere her kadın gibi, kimse kusura bakmasın. Onun için de böyle yazılar yazıyorum. Aman gene başıma böyle işler geldiğini filan düşünüp aa sen çocuklu kadınsın ( evli olmadığımı öğrendi ya millet şimdi :)) ) yazma böyle şeyler demesin çıkıp birileri...
Şimdi, sevgili beyler. İnsan kendine nasıl davranılmasını isterse öyle davranır. İşte kopukluklar burada başlar. Geçenlerde bir arkadaşım anlatmıştı. Birbirleriyle deliler gibi kavga edip sonra da bilmem kaç yıl evliliğe giden bir ilişkiye başladıklarını. Yalnız, burada önemli bir şey var. Genelde terslenen taraf erkekti. İlgisinin arkadaşıma yönelmesinin sebebi de buydu. Çünkü kendisi oldukça yakışıklı, maddi durumu iyi ve etrafında aşıklar ordusuyla gezen biriydi. İlk defa bir kadın ona öyle davranıyordu ve bu onun hoşuna gitmişti.
Genelleme yapmışsınız demiş bir arkadaşımız. Evet, genelleme yaptım ancak istisnalar üstüne alınmasın. Bu yazıyı okuyup bana hak vermeyen erkekler istisnalar grubudur; eşleri çok şanslı olanlar yani :)
Genellikle erkekler böyledir. Eski Türk filmlerinden tutun da şimdiki zamana kadar kanun değişmemiştir. Hatırlayın biraz, Nalan Ferit' e tokadı patlatır, Ferit gülümseyerek yanağını tutup Nalan' ın arkasından hayran hayran bakar! Ee, sizde bu mazoşistlik oldukça benim gibi kadın yazarlar susar mı? Susmaz tabii ki.
Hal böyle olunca, erkekler de kadınlara poz yapmanın onları kazandıracağını düşünür. Yanlış! Kadınlar pozdan değil karizmadan hoşlanır! Senin için ölürüm, ne olur beni kabul et diyen tiplerden de nefret eder! Ya da dünyayı ben yarattım, sen de orada yaşayan bir böceksin diyenlerden!
Bir kadın kendisini beğenen erkeğin bunu zekice kendisine belli etmesini ister. Zaten o da hoşlanıyorsa " mesajını aldım, cevap olumlu olacak" sinyalini gönderir. Sadece kadınlar korkarlar. Bir günlük bir macera olmaktan, birdenbire terkedilmekten, aşık oldukları kadar sevilememekten... Bir kadının sizden hoşlandığından eminseniz ve aynı kadın sizde kaçıyorsa bilin ki korkuyordur, yeteri güveni verememişsinizdir. Ya da background pek iyi değildir, ne dersiniz? :))
Bir kadın alabildiğine sevilmek ister. Doya doya sevmek ister. Canını, kendisi için ölebilecek bir erkek için feda etmek ister. Ancak aşk savaşa dönüşünce o da mecburen kılıç kalkanını kuşanmak zorunda kalır. Çünkü erkekler hep daha fazlasını ister. Herşeyi bir anda veren kadının elinde daha fazla verebileceği bir şey kalmayacağını bildiği için de azar azar taktiğini uygulamak zorundadır. Gizemini koruyamayan kadının erkeğini elinde tutma şansı neredeyse yok gibidir.
Oysa, erkeler bu tür oyunlara girmeseler, onlar da aşkı bizler gibi saflığıyla yaşasalar dünyada aşk denen şey asıl gerçekliğine kavuşur. Gerçek aşk sadece cennet meyi olarak kalmaz, dünyada da yaşanır. Eğer bu tür oyunlar istemiyorsanız onu olduğu gibi kabul edebilmeli, size sunduğu aşkı doyasıya yaşayabilmeli ve siz de ona aşkların en güzelini sunmak için mücadele etmelisiniz. Eğer beceremiyorsanız o zaman sizi terkedip gittiğinde şarkıları dost belleyip kadehlerin altında ezilmemelisiniz. Ya da bu garib yazarı eleştirmemelisiniz. :) Kalın sağlıcakla...