Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Temmuz '20

 
Kategori
Alışveriş - Moda
 

Kadın ve Arife

Kadına yapılan şiddete karşı çıkıyoruz şimdilerde pek çok kadın ve bazı erkekler olarak. Ancak bilmeliyiz ki şiddet sadece fiziki bir kuvvet uygulamak değildir!

 

Bir insanın umudunu boşa çıkarmak, yarı yolda bırakmak, ona yokmuş gibi davranmak, değerlerini hiçe saymak, suçlu hissettirmek, susarak cezalandırmak, açık ve net olmamak, izni olmadan enerjisini kullanmak ve izni olmadan onu hayal etmek de bir tür şiddet değil midir? En görünen haliyle, fizikî olarak zarar vermek, hatta katletmek elbette şiddettir, vahşettir ama bir kadının ruhuna verilen zararı ve şiddeti anlamak da onarmak da bu kapsamda değerlendirilmelidir!. Kadınların birbirine uyguladığı şiddet de cabası...

 

Başkasının üzüleceğini bilerek haketmediği bir davranışı yapmak, çocukken onu güçlerinde zayıflatacak sözler telkin etmek, olmadığı özellikleriyle görüp indirgemek, cinsiyet ayrımıyla baskılanmak ve dışlamak, işini elinden almak, destek ve yardımı esirgemek, başkasının desteği olmadan bir işi yapamayacağına inandırmak ve daha pek çoğu...

 

Ama en büyük şiddet, insanın/ kadının öğrendikleriyle kendi gücünü zayıflatarak, kendi biricikliğini görmezden gelerek, gücünü başkalarına yükleyerek, kendi doğasına aykırı düşünce ve eylemlerle kendine yapmasıdır.

 

Kadınlar olarak, çocuk yetiştiren analar olarak, geleceğin ışık tohumlarını içinde taşıyan çocuklar olarak, paylaşımlarıyla zenginleşen ve etkileşerek büyüyen arkadaşlar olarak, erkeğin gücünü doğru kullanmasını sağlayacak iyi perdahlanmış aynalar olarak biz kadınlar da kendimize şiddet uygulamayalım!

 

Bunun için insanın kendini farketmesi, kendini tanması yani kendine arif olması gerekir. Kendi duygularını, çizgilerini, vücudunu, isteklerini, istemediklerini tanıdığında, neyin nasıl işlediğini bildiğinde, ona neyin iyi gelip neyin iyi gelmediğini ayırt edebildiğinde, kabuklarından sıyrılıp özüne ulaşabildiğinde ancak kim olduğunu bilebilir. .

 

Bugün Arife ya, benim de içimden bugün kendimize arif olmayı hatırlamak ve hatırlatmak geldi. Çok bilindik bir söz vardır , aslında kutsi hadis olarak bilinir: "Kendini bilen, Rabbini bilir" ya da kendine arif olan, kendini terbiye edeni, yol gösterenini, irşad edenini bilir. Bu biliş hem kendindendir, ötede bir arayış değil!

 

Hal böyle olunca, önce kendimizi sonra da karşımızdakini doğru sevmeyi ve seçmeyi öğrenelim!

Birbirini tamamlayan unsurları olarak Hayatın, kendi doğamızı tanımaya bakalım!

Ve bizi bu çizgiden çıkarak kim olursa dur diyebilelim. Bunun için biz kendi ebeveynimizden bunu öğrenememiş, yerinde seçimler yapamamış ve kendimizi doğru sevememiş olabiliriz ama biz çocuklarımıza saygıyla yaklaşıp saygıyı öğretelim. Saygının olmadığı hiç bir yerde ne sevgi, ne tutku, ne hoşgörü, ne başarı barınabilir ne de İNSAN yükselebilir.

 

Saygıyla , huzurla, barışla kendimizle barışalım. Kendimiz için, Özümüzle aramıza giren her duygu, düşünce, davranış, bağımlılık düzeyindeki maddi manevi ilişkiyi terk ederek gerçek, samimi, hasbi olarak kurban ederek kendi bayramımıza erişelim. Bize kendimizi kurban gibi hissettiren herşey, bizi özümüzden koparan herşey kurbandır; bizimle Yaratıcımız arasına, imanımız, sevgimiz, özümüz arasına koyduklarımızdır. Tutunduklarımızdır, bağımlılıklarımızdır, korktuklarımızdır, kendimize zulmetmemize sebep olan her türlü duygu, düşünce, inanış ve davranışımızdır.

 

Öyleyse dileyelim de bugün kendimizi bilmek için bakalım aynaya, aynadan bakana…

Sağlıcakla, esenlikle, feyizle …

 
Toplam blog
: 35
: 155
Kayıt tarihi
: 07.01.14
 
 

Hacettepe Ü. İİBF Yüksek Lisans Ankara Ü. Din Psikolojisi Doktora Araştırmacı- Yazar ..