Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Haziran '15

 
Kategori
Sosyoloji
 

Kadınlar, kadınlarımız ve onlara uygulanan şiddetin nedenleri...!

Kadınlar, kadınlarımız ve onlara uygulanan şiddetin nedenleri...!
 

ŞİDDET UYGULAYAN HER BİREYİ BİR ANNE DÜNYA'YA GETİRDİ..


Yeryüzünde her canlının bir varoluş sebebi, birde onu dünya yüzüne getiren biyolojik annesi mevcuttur..
 
ANNE
 
Güneşin ala'sı çok, her evin çilesi çok.. Analar çeker yük'ü kimsenin bilesi yok..!                           Gelin çiçek derelim, yollarına serelim ..Sevgi dolu türkülerle annemize verelim..!                         Çocuğa bakar anne..!evine tapar anne..! Gece-gündüz çalışır yarını yapar anne..!                       Anamız başımızda, her öğün aşımızda,ana'nın emeği var..! her iyi işimizde...!                                                     
Yer yüzünde her canlı bir anne tarafından dünyaya getirilip,  bakılıp büyütülüp  hayata katılarak yaşam sürecini idame ettirebilmektedir.. Canlılar dünyasında bütün türlerde "üreme" dediğimiz süreç farklı zaman ve evrelerde tamamlanır. Bu insanoğlu için bilindiği gibi 9 ay 10 gündür..Yani 285 gün.. Problem olmadığı sürece  genelde böyledir..  Ancak erken doğum ya'da prematüre dediğimiz normal sürecin tamamlanamadan doğumun gerçekleştiği örneklerde mevcuttur.. İnsan oğluna en yakın gebelik süresi "inek"lerdedir. 285 günl.. Asya Fil'i 616 gün, siyah gergedan 450 gün, eşek 365,  at 335 ,  keçi 114,  kedi 64,  puma 90 günlük gebelik sürelerinde doğumlarını gerçekleştirirler..  
 
Yazımızın konusu ; bizi annelerimizin ne tür meşakkatle doğum öncesi karnında taşıdığı ve doğum gerçekleştikten sonraki dönemde gecesini - gündüzüne katarak bakıp büyüttüğü ile ilgili değildir..  Artık tamamen sosyolojik ve psikolojik açıdan bakılması gereken "kadınlarımıza uygulanan şiddet " asıl konu başlığımızdır. Toplumuzda kadına uygulanan şiddet son yıllarda artan ; eğitimli - eğitimsiz her kesimden insanımızı ilgilendiren bir mes'ele haline gelmiştir.. 
 
Kısacası "kaba kuvvet" olarak tanımlayacağımız bu tablo; sakatlıkla sonuçlanmasa bile "psikolojik travmalar" a yol açabilmektedir..
 
Kadına, kadınlarımıza uygulanan şiddet bir kadermidir..?  Mukadderat olabilir mi..?  "Yeryüzünde dişisine kötü davranan hayvan sadece insandır." (Jack London. )  Pekii şiddeti uygulayan kimdir...?  kimlerdir..? Tabii ki "öfke kontrolu" sağlayamayan insanlardır. Öyleyse şiddet uygulayan bireylerin eğitim düzeylerinin yüksek olması tek başına yeterlimidir..? Her bireyin sosyo - ekonomik durumları, yetiştiği ortam ve çevresi, eğitimi,  ruh sağlığı gibi nedenleri  etken olarak sıralayabiliriz.    
 
- Erkek çocukları veya kız çocuklarına anneler, babaları tarafından şiddet uygulanan (dayak atılan) örnekler yabana atılmayacak kadar fazladır.
 
- Erkek kardeşleri tarafından dayak atılan kız veya erkek çocukların sayısı azımsanmayacak kadar fazladır..
 
- Ya'da babaları tarafından gözleri önünde annelerinin dövülerek şiddet uygulandığına tanık olan çocuk sayısı ne kadar olabilir..?
 
- Öğretmenleri ya'da okul yöneticileri tarafından diğer sınıf arkadaşlarına şiddet uygulandığını anlatan çocukları hiç dinlediniz mi...?
 
- Gazete manşetlerinde ya'da haber programlarında şiddete, tecavüze uğramış ve direndiği için hayatına son verilmiş insan haberleri dinlediniz mi...?
 
- Tecavüz vak'alarında ; direnme gücünü kaybettiği, hatta o gücü kendinde bulamadığından mahkemede" hiç direnmemiş..! demekki kendi rızası ile..olmuş! " düşüncesi ile suçlunun hafife alındığını - beraat ettirildiğini gördünüz mü..?
 
İnsan davranışlarının sosyal ortamlara göre nasıl değişkenleştiğini "sosyoloji -psikyatri  bilimi öğretisinde görebiliyoruz.. Aile ve okul gibi topluluklardaki durumu  eğitim psikolojisi kaynaklarında aile -okul- birey davranışlarının neden - sonuç ilişkileri çok güzel ifade edilmektedir..  Şiddetin örneklendiği ortamlarda ve ailelerde yetişen bireylerin ; " rol - model " olarak aldığı anne, baba, dayı, teyze, enişte, amca, yeğen, kuzen v.b yakınları aktif etki eden unsurlardan olarak sayabiliriz. Sonra mahalle arkadaşları ve okulda sıra arkadaşlıklarının ne kadar etkili olduğu artık tartşımaya bile gerek kalmaksızın kabul edilmiştir..
 
*** Gelişmiş toplumlarda sağlıklı bireyler dahil çoğu insanın " psikyatri " danışmanlığı ile hayatlarını idame ettirdikleri bilinmektedir.
 
*** Toplumumuzda " psikyatr " ile tanışmayan insan sayısı o kadar fazladır ki...!  Bir akıl hastanesinde sürekli hastane duvarlarının dışarıya açıldığı kapıya gelerek bakan hastaya sormuşlar..--Neden durmadan buraya gelip dışarıya bakıyorsun...?  "-..biz hastanede 250 kişiymişiz..! Ya siz dışarıda kaç kişisiniz...? Merak ediyorum.." yanıtını vermiş..
 
*** Bedenimizle ilgili her organ veya sistem hastalıklarından sağlık kontrolune giden insanlar; akıl sağlıkları için mutlaka " psikyatr desteği " ne ihtiyaçları olup olmadığını bilmelidirler.
 
Evde, ailede ; büyük baba veya baba sürekli eşini dövüyor, kaba davranışlar sergiliyorsa bu durum mutlak surette o ortamı gözleyen bireyler arasında her hangi biri tarafından taklit edilecektir.. Sokakta kadınlara, genç kızlara bakış, onlar hakkında yapılan söylemleri gözlemleyen herhangi biri tarafından ve herhangi bir yerde mutlaka tekrarlanacaktır. Çocukların okul öncesi veya okul çağlarında öğrendikleri bir çok davranışı arkadaşlarından öğrendiğini biliriz..
 
* Çocuklarınızı karşınıza alıp onlarla konuşmalısınız..Hangi davranışının tekrarlanmaması gerektiğini onlara öğretmelisiniz..
 
* Sevgi ve saygının öğretilemediği bireyler, konuşma adabı ve hitap tarzında eksiklikleri nedeniyle toplumda dışlanacaklardır..
 
* Saygılı bir sevgi ve ölçülü bir hoşgörü ile yetişen bireylerde kendini ifade etme şekli konuşarak olacaktır. Kavga ederek, küfür ve argo sözlerle konuşan bireylerin sorunu " kendini ifade edememek." tir..
 
Şiddetin o zaman taklit edilmek üzere sonradan edinilmiş bir kötü bir davranış modeli olduğunu düşünebiliriz.
 
Türk toplumu ve benzer coğrafyalarda kadın ve erkeğin toplumdaki yeri incelendiğinde ; kadınlara ve aile içi şiddet uygulanmasının nedenleri hakkında bazı ip -uçları verebilir.
 
-- Okul öncesi çocuklarda ; ailede görülen şiddet ve şiddete dair davranış bozuklukları etkili faktörlerden biridir. Ailenin sosyo - ekonomik gelişmişlik hali aynı derecede etkili olmaktadır.. Anne ve baba'nın birbirlerine davranış şekliyle büyük veya küçük kardeşlerin birbirlerine davranış modelleri sırasıyla sayılabilir.  Kardeşlere tanınan imkanlar ve eşitlikçi olmayan davranış modelleri durumu provake edenler arasında gösterilebilir. Onlara her zaman eşit davranmaya özen göstermeliyiz..  
 
--- Kız ve erkek çocukların kendilerine ait odaları olması daha sağlıklı kişilik gelişmesi için luzumludur..
 
---Aile bireyleri bir araya geldiği saatlerde kahvaltı, öğle yemeği ve akşam yemeği saatlerinde bir arada olması "aile faktörü "nün gelişmesini pozitif yönde etkileyecektir.
 
--- Hafta sonu tatllerinde aile bireyleri birlikte  zaman geçirebiliyormu...?
 
--- Okul arkadaşları ile aile ortamlarında okul dışı zamanlarda bir arada oluyormusunuz..
 
--- Sportif faaliyetlere iştirak eden çocuklarınız var mı...?
 
--- Aile  bireyleri arasında maddi yetersizliklere bağlı sorunları tartışıyormusunuz...?
 
*** AİLE İÇ'İ ŞİDDETİN  % 75 ORANINDA SOSYO EKONOMİK NEDENLERE DAYANDIĞI GERÇEĞİNİ  UNUTMAYINIZ..!.              
 
Aile bireylerinden bir'i şiddet gösterisinde bulunduğunda ; "domino taşı etkisi"yle diğer bireyleri etkileyeceği unutulmamalıdır..
 
Ailede başlayan eğitim, okulda öğretmenlerinin katkısı ile devam eder. Mahallede komşu çocuklarının etkisi olumsuz olsa bile aile geken dengelemeyi sağlamalıdır..  Aileden gereken desteği alamayan kimsesiz çocukların,  parçalanmış ailelerin yardımına devlet eli mutlaka uzanmalıdır.. Devletin sosyal yardım projeleri bir çok sorunun çözülmesine yardımcı olacaktır.
 
Okullarda karma eğitimden giderek kopmaya yönelen milli - eğitim stratejilerinden vazgeçilmesi cocuklarımızın geleceğini olumlu etkileyecektir..
 
Milli -Eğitim politikalarında model alınması gereken "aile" dir.Yatılı kız ya'da erkek okullarından yetişen çocuklarda karşı cinsi tanımayan bireyler yetiştikçe sorunların artacağı bilimsel makalelelerde anlatılmıştır. Bu durum yetişen gençlerde sağlıklı ilişkilere imkan tanımayacak kendini tanımayan arkadaşlık ilişkilerinin ne olduğunu bilmeyen insanların yetişmesine neden olacaktır. Toplumda çekirdek kuruluşu "aile" olarak gören eğitimcilere ihtiyacımız her zamankinden fazladır.. Okul-aile ilişkileriyle birlikte yürütülecek " gençlik projeleri." her zaman  gençlerin boş zamanlarını iyi değerlendirmesini sağlayacaktır.
 
Çok yakın bir tarihte şiddete maruz kalarak hayatını kaybetmiş "ÖzgeCan" ı ve onun gibi şiddet maduru olmuş tüm bireylerin anısına kaleme aldığım bu blog yazımı  kendilerine atfediyorum.. Şiddet ve şiddet içeren tüm girişimleri lanetliyorum..  Saygılarımla..            13.06.2015.Maltepe
 
Toplam blog
: 14
: 454
Kayıt tarihi
: 28.05.10
 
 

29.04.1953 Zonguldak'ta doğdum. Hisarönü İlkokulu /Filyos 27 Mayıs İlkokulu / Filyos Çaycuma Orta..