Kadınlar Özgürlüğe Gebe

#Kadınaşiddetinsanlığaihanettir.

      Son yıllarda aşırı derecede kadına şiddet ile kadın cinayetlerinin çoğalmasının önemli nedeni, Kadınların özgürlüğe gebe olmasıdır.

      Bu bağlamda evrensel veya konjonktürel pencereden bakıldığında, kadınların çok kısa bir zamanda tüm coğrafyada söz sahibi olacağı analiz edilmekte.

      Dolayısıyla “KADINLAR ÖZGÜRLÜĞE GEBE” dir.

      Nasıl ki bir kadın bebeğine gebe olunca ortalama dokuz ay gibi bir zamanda anneliğin vereceği mutluluğa istinaden sabırla ve büyük emeklerle "doğuma kadar" sancılı bir dönem yaşıyorsa!!!

      Bu konuda da maalesef ki bedelini ödemektedirler. Sancılı dönem içindeler ki inşallah bu sancılı dönemi atlatmak üzeredirler.

     Ve böylece özgürlüklerine gebedirler.

     Ne demek özgürlüğe gebe? Şöyle ki; Kadınlar erkeklere göre artık daha fazla yaşam alanlarına ve daha fazla gelir elde edebilecek imkanlara sahip oldu...

     Erkeklere nazaran dolu olmayan nörolan (Kafa-Beyin) ağlarını fırsata çevirip, kendilerini yetiştirdikten sonra meslek-iş sahibi oldu.

     Erkekler anlık nefsani-ruh halimize göre yaşarken, kadınlar içgüdü-duygularıyla ileriye yönelik düşüncelere göre yaşadılar.

     Böylece erkek egemenliğini yenerek yaşamın hakimiyetini eline almak suretiyle özgüven kazanarak hayatta söz sahibi oldu.

     Düşünün ki trafikte “10” arabadan yedisinde kadın sürücü ve Siyasi partiler ile STK’ların hemen hemen hepsinin başkanlık koltuğunda ve kamusal alanlarda yöneticilerin çoğunluğunu kadınlar oluşturmaktadır.

    Erkekler de kadınların bu azimli, vakarlı, istikrarlı ve edindiği kariyer içerikli başarısı karşısında kendisini ezik ve yenilmiş hissederek baş kaldırdılar.

     İşte, işte tam da bunu erkekler kabullenemiyor ve dolayısı ile öfkeye ve şiddete başvuruyorlar.

    Bu sadece ülkemizde değil tüm dünyada da böyle ama sadece ülkemizde şiddete başvurarak çare ve çözüm aranıyor maalesef!

     Erkeklerin şiddet ve cinayetler sonrası mahkemelerde verdiği savunma metni içinde genelde “kadınların söz dinlemediği ve çok konuştuğu” tezi vardır.

     Aslında kadınlar çok konuşmuyor, sadece karşısında dinlemeye tahammül edemeyen erkekler vardır ki bunun sebebi de genel olarak kadınların söz sahibi olmasını hazmedemedikleridir.

     Ataerkil iktidarlarını kaybetme kaygısıyla ilkel güdülerine yenilerek bunu yapmaktadırlar. Oysa sorun kadın erkek arasındaki iktidar sorunu değil insanlık sorunu olmalıdır.

    Cezaevlerindeki dolulukların yegane sebebi ki özellikle kadın cinayetlerinin en önemli sebebi aşırı öfke ve anlık sinir ile yapılan eylemlerdir.

     Öfkeyi tetikleyen en önemli neden ise kadınların konjonktürel yapıda genel olarak söz sahibi ve eşitliği elde etmesidir.

     Yani kısacası çok yakın bir zamanda kadına şiddet ve kadın cinayetleri son bulacak ve kadınlar özgürlüğüne kavuşacaktır.

“Bir Erkek gözüyle-eliyle (özeleştiri) bu yazıyı yazmak çok zor oldu”

Birbirinize destek anlamında, biraz daha yardımlaşma ve biraz daha gayret etmeniz dileğimle.

SAYGI VE HÜRMETLE.