- Kategori
- Deneme
Kadınlar

Kadınlar üzgün ama neden?
Bakıyorum, konuşuyorum, görüyorum ve duyuyorum... Her şey bir yana... Ben evet ben bile ("bile" derken? hah! merak etmeyiniz üzülmek her kadına mahsus); üzgünüz? Neden? Merak ediyorum, kadınar neden üzgün?
Hadi bir oyun yazalım: bre gafiller neden üzüyorsunuz bizi? Gafiller mi? Bir gafil mi var aramızda? Belki de gafil olan biziz kim bilir? Bizi gidi gafiller!
Burada zaman zaman hatta her zaman kadına dair denemeler yazacağım. Bakalım kim eğri kim doğru ya da illaki eğri ya da doğru olası gerekli mi? Ya da bir suç ortağı? Doğruyu bulmak için bir suç ortağı mı gerekli?
Ve kadın evden çıkıp evine geldi...
Yağmur çiseliyordu…
Vitrinlere baka baka yürüyordum…
Bir kozmetik mağazası… Yine cezbetmişti beni yol kenarlarında titreyerek kış uykusuna yatmış üşüyen köpeklere inat...
Gri renkte bir kaş kalemi almıştım bir de gülkurusu renkte ruj…
Kaş kalemi ne? Kaşım mı yok? O an yoktu işte. Kaşlarım yok olmuştu sanki…
Önce denedim aynanın karşısında. Aynaya baktığımda ağladığımı fark ettim. Gözyaşlarım yanaklarımdan süzülüyordu ılık ılık. Silmek istedim… Yüzüme dokunduğumda gözyaşlarımı fark etmemiştim. Ağlamamış olabilir miydim?
Fakat rujun ve kalemin sevinci bana o akşam yetmişti. Mutlu hissetmiştim. Kadındım… Zekiydim ve daha fazla duygusal… Ama aynadaki gözyaşlarımı unutmamıştım. Ağlamıştım.
Akşam eve geldiğimde bir sigara içtim, sonra bir daha… Oysa ki içmezdim...
Çalışma masamda otururken nasıl kalktıysam ayağa arkamda duran resim şovalem devrildi. Ruhum gibi…
Sevgili ruhum...
"Şimdilik seni mutlu olduğunu zanneden bedenime hapsediyorum. Ben dönene kadar kendine iyi bak."
dedi kadın...
Cenin dedikleri pozisyonu aldı ve uyudu tek başına...
Dünya yeşil ve mavi değildi o an. Renksiz bir mermerdi... Bir mermer soğukluğunda; hissiz, soğuk ve cansız...