Kafesinde kanıyor musun yoksa

hala gözlerini kaçırıyor musun
sarı fotoğraflarda yüz yüze geldiğinde
bakabiliyor
bakabiliyor musun sevdim türküsü söyleyip

mutlu
saklı
gizemli öykülerde mi
yaşarsın hala
kahramanı ben

sahi ayaklarını değdirdiğinde yanıyor mu sarı göl
hala sevdada mı saatler
kırık mı kırık yelkovan
akrebe küskün
tenin ürpertisi gibi ritim tutuyor mu su
tik tak
uzaklardan

kanıyor musun

asılmış babalarına ağlayan
doğmamış çocukların sesi duyuluyor mu

sahi
hala sevdalı zamanlarda mı takvim yaprakları
ve yüreğini yatırıp doğmamış çocuklardan türkü söylüyorum sayıyor musun
yorgun
şarkılarımızı
nemli buğulu falan gözlerin yüzüme baktığında
yakacağım eski defterleri karıştırıyor musun

geçmişi türkülerle sevmenin yalnızlığı
sarı suya değen ayakların yarattığı
doğmamış çocukların türkü zamanı
acıtıyor mu yaranı kanıyor musun

dalıyor musun darbe aralarında
kıyıda gurbeti bekleyen gemicinin yavuklusu halin hala yüzünde mi
asılı

hala saklı gülüyor musun
mutlu maske asılmış yüzünde boğazdan geçen gemileri seyrederken kafesinden
doğmamış çocukların babalarına ağlayışı kanatıyor mu yaranı
utanmaz kadehinde yıllanmış kan kırmızı içerken
gözlerime bakabiliyor musun kaçıp

kafesinde kanıyor musun yoksa
saklı
sevdim türküsü söyleyip
kanıyor musun