Kağıttan bir kayık gibi

O değil de;

’Seçkin kişi duygularını aklıyla idare eder ve gerçek cesaret ödevlerini yerine getirmekle bulur. Bayağı, aklını duygularıyla yönetir ve gerçek cesareti saygısızlıkta bulur.’

Valla Konfuçyus hiç havamda değilim kusura bakma... Çok alengirli laf etmişsin. Yoramam kendimi...

O değil de;

Uzun uzun anlatılan şeylerin anafikri hep kısadır aslında. Ya önemli bişey söylemiş gibi gösterilmek istenir yada gerçekten kısa sözcüklerle derdini anlatamaz.

Marifet midir? Belki...

Bazısı da vardır; bkz: şekil a,

süslemeyi bilmez... hatta süslenmeyi de...

O değil de;

Anlattıktan sonra ısrarla ’beni anlıyosun dimi?’ diye bir geyik vardır,

Yine aynı şey. Ya çok önemli bişey anlattığını metazori kabul ettirme duygusu yada karşısındakini aptal sanma yanılgısı...

O değil de;

’kağıttan bir kayık gibi/okyanuslara attın beni/sırılsıklam ve bir başıma/unutmadım terk ettiğini’

O değil de;

İyi bayramlar.