Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Eylül '12

 
Kategori
Aşk - Evlilik
 

Kalbin suçu ne ?

Kalbin suçu ne ?
 

Geçmişinde yaşadığı ilişkilerde hayal kırıklığına uğrayanlar ve duygusal anlamda iyi deneyimleri olmayanlar sorumluluğu kalbe atarlar. Kalp suçludur onların mutsuzluğunda. Bu son derler her defasında. Aşk meşk yok bundan sonra der, kalbi cezalandırırlar akıllarınca… Ama her şey gibi buda bir yere kadar devam eder. Ve bir noktadan sonra aşk istemezken bile söz geçiremezsin kalbine. Hoş kalp mi söz geçmeyen beyin mi bundan da emin değilsin yaa… Oysa vücutta ki ve hayatımızda ki her şey gibi aşkta beynin işi…  Her şey onun başının altından çıkıyor pek tabi ki… Bu yüzden belki de boş yere kızıyorsun kalbine, haksızlık ediyorsundur ona!

İnsan hoşlanmaya dursun birinden. Hemen gözlerinin önüne pembe bir perde iner. Baktığın, gördüğün her şey tozpembedir. Gözler bitmiştir o anda; neyi görüp neyi seçecek o saatten sonra.

Ayaklar yerden kesiliyor, sonra “yer çekimine ne oldu diye” soruyorsundur kendine! Baya bir müddet gidiyor bu böyle… İşin garibi çabukta alışıyorsun bu hale! Sanki oldum olası ayakların hep havadaydı, basmıyordu yere!

Nefes alışın bile değişir. Onu görünce, onunla konuşunca başka, görmediğinde konuşmadığında başka nefes alırsın. Hatta o olmazsa hiç nefes alamaz sanırsın kendini. Ciğerler şokta, alışmaya çalışır yeni duruma.

Ya suratın? Anlamsız bir sırıtma belirir ifadelerine. Hiç olumsuzluk yok gibi hayatında, herşeye sırıtırsın… Normal de işe gitmek için uyandığında aynada bile görmeye tahammül edemediğin suratın, pek bi sevecen gelir sana. Hatta “ağzın kulaklarına varıyor hayırdır der” seni tanıyanlar… Cevap bile vermezsin onlara, duymazsın çünkü başka bir dünyadasın o anda…

Kulaklarında kuş cıvıltıları vardır. Oysa kuş falan yoktur etrafında. Mevsim ne olursa olsun bahardır ve hiç bitmez senin dünyanda…

Evet ya, birde onunla konuşurken vücuduna bir titreme girer, buz keser her yerin. İnsanın yüzünü güldüren, tatlı bir üşüme, değişik bir soğukluk bu, tarifi zor zevki bir başka.

Eee bütün vücudun bu denli tepki verirken kalbin suçu ne? Başarısızlıkta ya da hayal kırıklığına uğradığında neden bütün sorumluluk ona aittir, her şeyden neden kalp mesuldür? Neden göze kızmayız görmüyor diye, kulağa duymuyor, ayaklara yere basmıyor diye… Bütün suç beyninken neden kalbi cezalandırırız?  O da diğer organlar gibi tepkisini verir sadece. Tek suçu daha hızlı çarpıp vücuda daha fazla kan pompalaması değil midir? 

 
Toplam blog
: 30
: 822
Kayıt tarihi
: 19.10.11
 
 

Öncelikle Merhaba... 1982 Zonguldak doğumluyum. Üniversite mezunuyum. Özel bir bankada yaklaş..