Kalecide mi suç?

Herkesin dilinde dolaşan bir laf. Türkiyede kaleci yetişmiyor. Gerçekten kaleci yetişmiyor mu? Yoksa bizler mi yetiştiremiyoruz. Bu sorunun cevabını düşünmek gerekir. Yetenek dünyanın her yerinde olabilir. Bizim ülkemizde yetenek yok mu sizce? Bu soruya benim cevabım; kesinlikle yetenekli kaleciler bizim ülkemizde mevcut. Ama maalesef bu yetenekli gençleri yeteri kadar tarıyor ve bulduklarımıza ne kadar önem veriyoruz. Bu mesleğe gönül vermiş birisi olarak gençlerimizin bu ilgisizlik içerisindeki durumuna üzülüyorum. Kaleci yetişmemesinin asıl sorumlularının imkansızlık ve kaleci antrenörlerinin yetersiz teknik ve taktik bilgilerine bağlıyorum. Küçük yaşta elimize aldığımız kaleci adaylarına verilmesi gereken teknik ve taktik bilgilerinin ne kadarını verebiliyoruz. Bir gözlemimi anlatmak istiyorum. Türk kaleci antrenörleriyle sohbette ‘’bana göre böyle’’ cümlesini her defasında duyarım. Bu cümle beni çok etkiler neden ‘’bana göre’’ kalecilikte bana göre diye bir şey olmamalı. Dünyanın kabul ettiği ve ekol olmuş ülkelere bakıldığında sadece standartlaşmış teknik ve taktik bilgiler verilir. Orada bana göre böyle olmalı cümlesine rastlanmaz. Çünkü teknik ve taktik herkese göre aynıdır. Dolayısı ile altyapılarda gösterilenle profosyonel anlamda gösterilenler arasında farklılık olmaz. Alttan üste çıktığında kaleci fazla zorluk çekmez. Bizim ülkemizde de olması gereken teknik ve taktik bilgilerin standartlaşmasıdır. Kalecilik kimsenin tekelinde değildir ve olmamalıdır. Türkiyede yapılan kalecilik doğaçlama yöntemiyle yapılmakta hiçbir prensibe bağlı değildir. Bu yüzden kaleci yetişmesi zor olmaktadır. Ülkemizde kalecilerden daha önce kaleci antrenörlerine eğitim verilmesinin daha uygun olduğunu düşünüyorum. Bu arada 350 civarında lisanslı 240 civarında faal kaleci antrenörü olduğunu düşünürsek bu sayının arttırılması gerekmektedir. 30.000 civarında olan lisanslı kaleciler için bu sayının yetersizliği gözle görülmektedir. Altyapılara kaleci antrenörü zorunluluğu getirilmesi ve bu antrenörlere düzenli olarak eğitim verilmesi zorunluluğu vardır. Standartlaşmak gerekliliği vardır. Ali hoca ayrı Ahmet hoca ayrı teknik ve taktik bilği vermemeli ortak bilgiler ve eğitim vermek gerekmektedir. Bu konu aşılabilirse inanıyorum. Türk kalecileride dünyadaki diğer meslektaşlarıyla aynı kulvarda yarışabilir. IFFHS tarafından belirlenen tarihin ‘ En İyi 50 Kalecisi’ sıralamasında 41. sırada bir Türk kaleci RÜŞTÜ REÇBER’ in bulunması tamamen kendi başarısıdır. İnanıyorum ki eğer kişisel egoları bir tarafa bırakıp türk kaleciliği için bir şey yapmak istiyorsak. Birlik olup beraber hareket etmeliyiz..

MEHMET GÜLER KALECİ ANTRENÖRÜ