- Kategori
- Felsefe
Kaliteli İnsan Hoş İnsan Demek
Gerisi görev.
Tamam aldığınız bu görevlerle hayatı kolaylaştırıyorsunuz; bu bana da biraz yarar ama örneğin saygılı olmanız yerine şakacı ve güler yüzlü olmanızı tercih ederdim.
Ciddi bir konudan bahsederken konuşmanızı dinlemiyor kravatınızın rengine bakıyorum; ciddiyet göreviniz kravat kaliteniz.
Aslan yelesi gibi saçları olan bir genç kardeşimizin saçlarıyla oynamasını seyrettim; uzay mühendisi dediler Allah versin hiç ilgilenmedim.
Bir önemli konferans vardı sokak kadınının peşine takıldım gittim; ne yapayım ben böyleyim!
Şu işin adını koyalım artık; kaliteli insan hoş insan dedim koca Sezar’ı ıspanak niyetine yedim.
Hani bütün zamanımızı buna ayırsak, en tatlı gülümseyene maaş bağlasak; görev ile karnımız doyuyor ama hayat sevimsiz oluyor dünya güzel olmuyor.
%90 görev, %10 hoş insan…
Güzellikler hayatta sadece %10 yer alır mı ya?
Hoş insan benim favorim; parasına, mevkiine, şöhretine filan bakmam.
Ben aslında hoş insan olmaya uygunum fakat “görev” in çengelinden kurtulamıyorum. Tatlı tatlı bakarken ya da gülümserken mecburiyetlerden ivedi moral bozan haberler üzerine büyü bozuluyor.
Demek ki hoş insan olmak için boş insan olmamak da lazımmış.