Kana bulanmış elleri hangi ibadet temizleyecek?

Sevgili Ali İzzet'in sosyal medyada paylaştığı profil resminden etkilenmemek mümkün değil! Bu haftaki yazımıza konu olarak seçtiğimiz diğer bütün gündemin önüne geçen başlıktaki sözün verdiği mesaj "noktanın konulduğu" yerdir.

Suriye'ye saldırı ile tıpkı Irak'ta, Libya'da yapıldığı gibi yine petrol, doğal kaynaklar, Fırat ve Dicle sularının kontrol edilmesi, Avrupa ve ABD'nin sömürgeci emelleri yatıyor. 

ABD’nin bölgede İsrail'den sonra ikinci  uydusu olacak "Kürdistan"ın kurulması da bu talihsiz emellerin bir parçasıdır. 

Suriye'de ağır bir iç savaş var, çok sayıda sivil öldürüldü. Milyonlarla ifade edilen kişi evsiz yurtsuz kaldı.

Suriye cehennemini yaratan iç savaşa bulaşanlardan herhangi birileri, Suriye’ye saldırının önünü açmak için kitlesel yok edici biyolojik ya da kimyasal bombayı kullanmış olamaz mı?

Bu sorunun cevabı henüz bilinmiyor ama dünyanın mercek altına aldığı "trajedinin" sonunda büyük sürprizler çıkacağa benziyor. Türkiye'ye gelen sığınmacı sayısı 400 bini bulmuş gözüküyor. ABD ile Fransa’nın Suriye’ye saldırması ile birlikte Türkiye’ye sığınanların milyonu bulması işten bile değil! 

Türkiye’nin güneyi ve güneydoğusu El-Kaide, Hizbullah gibi bilmem ne bela terör örgütlerinin yuvalanma ve çoğalma zeminine dönüşebilir. Güneydoğu'nun, kurulmak istenen “Büyük Kürdistan ile birleştirilmek üzere” ayrılması hayalleri de üzgünüm ki gerçeğe dönüşebilir.

Bölgedeki bu planları işlevsiz kılacak tek güç olan Türk Silahlı Kuvvetleri'nin komuta kademesi "altüst edilmiş" durumda.

Şimdi Suriye yanıyor, Ortadoğu ateş çemberinde.

Türkiye’den "4490 sorti gerçekleştiğine yönelik" resmi açıklamalar ortada iken Irak’ta 1.5 milyon insanın katledilmiş olması "Kana bulanmış elleri hangi ibadet temizleyecek?" sorusunu haklı kılmıyor mu?

Türkiye NATO toprağı değildir, bu vatan NATO’nun değil, şehitlerin vatanıdır:

Her köşesi şehit kanıyla, gazilerimizin alın teri ve göz yaşıyla sulanmış Anadolu topraklarına yeni üsler kurulurken tepkisiz kalanlar; önce Sütçü İmamların imanla kovduğu işgalci Avrupa askerleri Kahramanmaraş’a, Gaziantep’e ve Adana’ya yerleşirken; sonra bu kutsal topraklara "adı bilmem ne" uzun menzilli silahlar konuşlandırılırken bir daha düşünmeli değil midir?

 Namlusu din kardeşlerimize ve Ortadoğu barışına çevrili uzak menzilli silahların Türkiye’ye yerleştirilmesi ‘tetik bizde" masallarıyla, deyim yerindeyse "yutturulmaya" çabalanması komiktir ve bu işte büyük bir vebal vardır.

Bir buçuk milyon Iraklının katillerini Suriye’yi işgale davet ederek, kana bulanan kirli elleri hangi ibadet temizleyecektir?