Kandilde savaşmak

Bugün yazım kısa olacak.

Herkes son zamanlarda Kandil Dağı'na odaklandı. Bu dağda savaşmamızı isteyen kararlı kesim; Kandil'in bize ne kadar mesafede olduğunu da düşündü mü bilmiyorum. Önemli kısmı İran'la Irak sınırında bulunan bu dağın, bize kuşuçuşu uzaklığı 90 km.dir. Karayoluyla ise 100, 150 km. civarında olduğu ifade edilmektedir. Hatta Kandil bir tek dağ değil, bir dağ silsilesidir.

Şimdi, böyle bir dağın uçaklarımızla bombalanmasından, askerlerimizce de oradaki PKK kamplarının ve militanlarının temizlenmesinden bahsediyoruz. Operasyon bölgesiyle, en yakın hava alanımız arasında 456 km. mesafe olduğunu okudum. Bu, gidiş ve dönüş için 912 km. demektir. F 16 ların 3000 km.yi aşan uçuş mesafesi bu iş için yeterlidir. Burada Irak'a girme dışında bir problem yok. Bu birinci mesele.

İkinci mesele acaba, bir ülkenin yüz km. kadar içlerine askerlerimizin rahatça girmesine izin verilecek midir. Başta Barzani'nin peşmergeleri, sonda Irak ve Amerika bu konuya göz yumacak mıdır? Bu, daha Kandil Dağı'na varmadan yeni bir engelle karşılaşabileceğimiz ve gücümüzün önemli bir kısmını burada tüketmek zorunda kalabileceğimiz anlamına gelmektedir. Elimize bayrağı alıp, "haydi Kuzey Irak'a ! " demek kolaydır da, bu işin plan ve proğramını yapmak, galiba o kadar kolay değildir.

Vatandaşlarımız, "hep susacak mıyız, her şeyi sineye çekecek miyiz?" diye sormakta haklı olabilirler. Ama askerimizi savaş meydanına sürmeden, zayiat vermeden, problemi siyasi yolla çözmek isteyenlerin de haklı olabileceğini düşünmek lazımdır.

"Amerika, PKK'yı etkisiz hale getirmekte bize niçin yardım etmiyor?" sorusunun cevabı, bana göre şudur. Kandil dağında PKK militanlarıyla beraber, İran tarafını taciz eden PEJAK militanları da barınmaktadır. Üstelik burada, İran tarafına yönelik eylemler için Amerikan askerlerinin de bulunduğu söylenmektedir. Ancak; isbat edemediğimiz, hatta edebildiğimiz zaman bile, bunları bilmenin hiç bir faydası yoktur.

Amerika burada, bir noktadan iki hedefi de (İran-Türkiye) taciz edebilmek için fırsat yakalamış bulunuyor. Bunu kolay bırakmak istemeyecektir. Kanaatimce sürekli kıvırmasının sebebi de budur. PKK, bu gün Türkiye'ye için kullanılıyorsa, yarın İran için kullanılacaktır. Zaten uzun zamandan beri İran'ı, Irak'laşktırmak için destek, yöntem ve sebep arıyor. Bu nedenle elindeki hazır gücü heba etmek istemeyecektir.

Olaya böyle bakıldığında, "bu kirli zihniyetten ve onun emir kulu olan, Barzani ve Talabani'den nihai çözüm beklemek boşunadır" denilebilir. Boşunadır da maalesef, dünya siyaseti bunu gerektirmekte ve bizi bu yolu izlemeye mecbur kılmaktadır. Temennim, ne şekilde olursa olsun bu terörün sona ermesidir.