- Kategori
- Sosyoloji
Kandırmak
Hayata dair ne varsa, aşk sanat iş ve ikili ilişkilerin tümünde maalesef içtenliği yitirilmiş maalesef solmuş duruma dönüştürülmüş. Bu olumsuz dönüşümün asıl musebbibi kapitalist düzenin kendisinin olduğunu söylesek de söz konusu dönüşümü harekete geçiren biz insanlarız.
Elbette ki her şey hızlı bir şekilde değişiyor ama önemli olan bozulmadan kırıp dökmeden değişmektir.
Adeta hazineden mal kaçırırcasına 'ne kapatsam o kardır' mantığıyla hareket ediliyor. 'Karşımdakini ne çok kandırırsam o kadar kazanırım' düşüncesi ön plana çıkmış durumda. Çoğu insan kolay yolu seçmeye başladı. Oysa bu yol zavallılıktır, asalak yaşam biçimliliktir.
Toplumumuzda 'gerçeklik' algıları neredeyse yok denecek kadar azalmış durumda. Yapay algılar oluşmaya başladı. Sevmediği halde 'seviyorum', değer vermediği halde karşısındakine 'sana çok değer veriyorum çok saygı duyuyorum' ifadeleri kullanılabiliyor. İşin ilginç yanı bu yapay değerleri karşıdaki insan kabül edebiliyor. Asıl düşündürücü olan taraf da bu!
Her iki taraf birbirini kandırıyor..
Bir diğer kandırmacılık var ki, kandırılan kişi kandırıldığını gelişen olaylardan yola çıkarak hissettiği ve doğruladığı zaman kandırana karşı nefret duyguları gelişmeye başlıyor ve de o kişiyi hayatından çıkararak yok sayıyorsunuz.
İçinizden 'Kandıranlar zaten öyle'ydiler' diyorsunuz. Daha doğrusu öyle olduklarını anlamış oluyorsunuz.
Kandırmak hırsızlıktır!