Kapak

Tozlu bir yol kenarındaki dikenlerin arasından,
Böğürtlen toplamak kadar zor olmuştu yazması
Çoğu yarım kalmış ve bu sebeple iyice delirmişti
Beş yıla sığan bir kaç günlük hasatı için,
Son bir darbeye ihtiyacı vardı

Öyle bir kapak olmalıydı ki;
Topladığı böğürtlenlerden daha kırmızı ve daha yabani

Reklam ajanslarından nefret ediyordu
Bir seferinde ne kadar sıradan işler yaptıklarını anlatmak için,
Toplantının ortasında kusmak zorunda kalmıştı
Oysa ne kolaydı yalnızken kusmak ve sonra tekrar içmek

İş başa düşmüştü
Tuvaletin hakkını verdikten sonra
Şehrin sözde en iyi ajansının parlak kağıtlarına silindi

Dikkatlice traş oldu
Masanın üzerine temiz bir kağıt çıkardı
Sonra kağıdın üzerine eğildi
Ve kalbine bir delik açtı...

Artık kitabının bir kapağı vardı
Hem de ne kapak...