Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Ağustos '07

 
Kategori
Kültürler
 

Karantina adası ve Urla

Karantina adası ve Urla
 

URLA VE KARANTİNA ADASININ TARİHÇESİ
Urla İzmir’in 38 Km batısında Urla yarım adasının orta kısmında yer alan eski bir yerleşim merkezidir. Kuzeyinde Ege denizi, güneyinde Düden denizi ve Seferihisar, batısında Çeşme ilçesi, doğusunda Güzelbahçe (Klizman) yer alır.
Urla’nın yüzölçümü 801m2 dir. Urla’da etkili olan rüzgarlar kuzey ve doğudan gelen rüzgarlardır. Urla’nın batısında 26 derece 46 dakika doğu meridyeni geçer. 39 derece 19 dakika kuzey enleminde yer alır. İlçe akdeniz ikliminin etkisi altındadır.

Urla’da kıyılar girintili çıkıntılıdır, denizin karaya sokulmasını sağlayan önemli girintiler meydana gelmiştir. Bu koylar yerleşmede tercih edilen yerlerdir. Urla ilçesi 1867 yılında İzmir iline bağlı ilçe statüsüne kavuşmuş, ilçe merkezide 1890 yılında kurulmuştur. Urla isminin nereden geldiği hakkında çeşitli fikir ve tezler vardır.

1-Urla adının latince ve rumca sazlık-bataklık manasında “VURLA” kelimesinden geldiği,
2-Osmanlı padişahı Mehmet Çelebi’nin komutanlarından İbrahim bey’in sefere çıkarken kendisine “UĞUROLA” denilmesi, seferin başarı ile bitmesinden sonra (Komutanın uğurlu geldi) demesinden türemiştir.
3-Evliya Çelebiye göre “Kıdefa” kralının kızı “ULİCE” tarafından şehrin kurulduğu ve şehre “URLİ” adının verildiği söylenir. Tarihi harita ve belgelerde Urla ve civarına “KLAZOMEN”de denir.

Bu günkü adı ile iskele mevkii olarak bilinen limantepede yaşayan “KLAZOMENAİLILAR”5.YY’da “Pers” saldırısına uğrayınca tam karşısında bulunan ve bu günkü ismi ile karantina adasına göç ederek kurtulurlar. İskele semtinden karantina adasına giderken, sol kenarda dalgalar arasında bir çıkıp, bir kaybolan kahve renkli taşlar Büyük İskender’in M.Ö.334 yılında bir yol ile karaya bağlatılmasıyla yarım ada haline gelmiştir. M.Ö.334 yılında Büyük İskender tarafından adanın feth edilmesi ile ordugah olarak kullanılmıştır.

Ada’da 1865 yılında Fransızlar tarafından bir “Taafuzhane” inşaa edilmiştir. O tarihlerde hac’dan gemilerle dönenler ada açıklarında demirler, yolcularda küçük teknelerle taşınarak iki bölüm halinde “Taafuzhaneye” alınırmış. Önce ilaçlı sularla duş yaptırılan yolcuların tüm eşyaları, çamaşırları 360 derece dönebilen dolaplarla ikinci bölüme yani “Taafuzhaneye” gönderilir. Buradaki üç büyük kazanda 110 derecelik buharlı kazanda mikroplardan arındırılırmış. Hasta yolcu varsa gemi karantinaya alınır. Her hangi bir hastalıkla karşılaşılmazsa bir atlı İzmir Valisine müjdeyi götürür Vali paşada gelen ulağı bir kese akçe ile ödüllendirirmiş.

http://www.urlaonline.com/urlaaktif/content/view/82/52/

Foto urlaonline

 
Toplam blog
: 566
: 1338
Kayıt tarihi
: 11.07.06
 
 

Edebiyatla ilgileniyorum. Ayrıca amatörce belgesel film çalışmaları yapıyorum ve kültürel etkinlikle..