- Kategori
- Gündelik Yaşam
Karganın kutsal mücadelesi...

Objektifimden mücadeleci karga...
Yorgun geçen bir günün sonunda, uzandığın yatağında yeni güne kuş sesleriyle gözlerini açmak ne güzeldir. Hele hele bülbül sesleri…
Yaşadığım yerde çok şükür ki kuş sesleri hiç eksik olmaz. Sabahın erken saatlerinde başlarlar o muhteşem konserlerine...
Ne güzeldir uyku ile uyanıklık arası zaman diliminde o sesleri dinleyerek yatakta tembellik yapmak.
Bu gün nedense o tembelliği yapamadım. Nedeni de belli aslında, yine kuşlar! Yalnız bir farkla. Bu sabah beni tatlı tembellik yapmaktan alıkoyan kargalarımız oldu.
Sabahın saat altısında çığlık çığlık sesleriyle açtım gözlerimi. Perdeyi aralayıp ne oluyor diye baktığımda, kedilerden başka kimse yoktu bahçede. Tekrar döndüm yatağa ve yastığı bastırdım kulaklarıma ama ne yazık ki kargaların gaak… gaaak… gaaaak… diyerek ve giderek artan tempolu çığlıklarıyla yeniden uyumak ya da tembellik yapmak mümkün görünmüyordu.
Çaresiz kalktım…
Mutfağa geçip kötü başlayan günümü, en azından iyi bir kahvaltıyla güzele dönüştürmek için hazırlıklara başladım. Roka, yeşil nane, maydanoz, domates, salatalık yıkadım. Beyaz peynir, zeytin, çavdar ekmeği ve çaydan müteşekkil kahvaltım hazır olduğunda saat çoktan sekizi bulmuştu. Eşimi de uyandırıp balkonda hazırladığım masaya birlikte oturduk.
Kargaların sesi ara ara devam ediyordu. İki karga dikkatimi çekti. Özellikle bir tanesi çok bağırıyordu. Bir ara onların bulunduğu yere yaklaşan kedinin üzerine pike yaptığını gördüm. Kanat darbesi alan kedicik kaçacak yer bulamadı. Kedi uzaklaşınca susuyor, yaklaşınca çığlıklar keskinleşiyordu. Bahçeden geçen insanları görünce de bağırıyorlardı. Kahvaltı boyunca onları izledim…
Kahvaltı bitince fotoğraf makinemi aldım ve eşime “Ben bahçeye iniyorum, bakayım bunlar neden bağırıyor ve saldırgan davranıyor” dedim.
Bahçeye indiğimde çimlerin üzerinde küçük bir karga daha olduğunu gördüm. Ona yaklaşınca hemen en yakındaki zeytin ağacının dalına, biraz da zorlanarak uçtu ve kondu. Bu arada diğer kargalar çığlık çığlığa bir sağımdan, bir solumdan, bir üstümden uçup resmen gövde gösterisi yapıyorlardı uzak dur ondan der gibi. Oysa ben sadece birkaç fotoğraf almak istiyordum. Bahçedeki banka konan biri, kanatlarını açıp öyle bir çırpıyordu ki, o kanatların arasında birden ezildiğimi hissettim.
Tüm bu agresif davranışlarının altında yatan nedenin; beni ve kedileri, ya da oradan geçmekte olan diğer insanları, yavruları olduğunu düşündüğüm minik karganın yaşamına tehdit olarak algılamaları ve bu nedenle yavruyu korumaya yönelik olduğunu düşündüm.
Onların bu kutsal mücadelesini görünce istemsiz bir ahhh döküldü dilimden…
Anne ya da baba olmak kuşlarda bile bu kadar zorken, evlatlarını tehdit altında gören ya da evlatlarını kaybeden insanların yaşadıkları duygusal yıkımı, hangi kelime anlatabilir ya da hangi şarkı, hangi şiir… 05 Haziran 2016