Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Kasım '19

 
Kategori
Tiyatro
 

Karı-Koca İşleri

Onlar evlenmese biz bu kadar eğlenemezdik, iyi ki evlenmişler.  Öyle içten ve öyle samimi oynadılar ki, sanki geçen yıl düğünlerine gidememiş de o gece evlerine konuk olmuş gibiydik Günçelerin... Mekân tiyatro salonu değil de evlerinin salonu, biz de seyirci değil, yakın arkadaşları, gırgır şamata hasret gideriyor gibiydik. Geçen gece Ataköy Yunus Emre Kültür Merkezi’nde izlediğimiz ve Yunus Günçe (ç ile Günçe)’nin yazıp yönettiği ve eşi Işık Selin Günçe ile birlikte oynadıkları “Karı-Koca İşleri” hepimize çok iyi geldi doğrusu. Ne gam kaldı, ne tasa… Karı Koca İşleri, seyirciyi de içine alan bir oyun. Oyunda mısınız, çiftin gerçek hayatlarını mı izliyorsunuz emin olamıyorsunuz, akışta tek dakika boşluk, kopukluk yok. Yunus Günçe’nin tatlı sert azarları, çiftin seyirci ile interaktif diyaloğu ile 2 saat nasıl geçiyor anlamıyorsunuz. Gerçek hayatta da sahnede de birbirine çok yakışan, yarattıkları sinerji ile seyirciyi yakalayan Günçelerin hikâyeleri televizyona uyarlansa çok izlenir bir dizi bile olabilir.

Karı koca işlerinde konu sıkıntısı çekmek çok mümkün değil, olaylara böyle komedi penceresinden bakabiliyor, ilişkideki duruşunuzla dalga geçebiliyorsanız malzeme sonsuz. “Kadın-erkek ilişkilerini anlatan klişe komedilerden biri daha” diye düşünüyorsunuz değil mi? Öyle değil işte… Konu ne kadar tanıdık olsa da onları benzer oyunlardan ayıran en önemli detay öncelikle bu çiftin gerçek hayatta da “eşleşmiş” olmaları ve Yunus Günçe’nin “çift” olmayı deneyimledikleri pek çok durumu sıcağı sıcağına hicvedip yazabilme yeteneği.  Işık Selin Günçe, yönetmen Yunus Günçe’nin elini sağlamlaştırmış; yetenekli, sıcak ve seyirci ile kolay duygu alışverişi yapabilen zarif bir oyuncu. Yin yang gibiler, zıtlıklardan doğan birliğin komedisini yapıyorlar.

Yunus Günçe’yi Survivor maceralarından hatırlayanlar olabilir, orada izlemedim gündelik hayatta da bu kadar komik bir adam mı bilemiyorum. Radyocu, oyuncu, yazar yönetmen ve çok sevdiğim şair Ergin Günçe’nin yeğeni idi benim için bu oyundan önce. Karı Koca işleri’nden sonra,  o da eşi Işık Selin de oyuncu olarak çok daha özel yerlere oturdular zihnimde. İki kişilik ama “âşık atışması” tadında bir stand-up izliyorsunuz sahnede. Evli bekâr ilişkisi olan herkes kendinden bir şeyler buluyor. Belli ki oyun sürekli kendini revize ediyor, dinamik ve eğlenceli bir tempoda akıp gidiyor.  Ortada bir metin var ama o metin bile göstermelik sanki Yunus Günçe’nin texti unutmuş gibi yapması gibi. Kendi yazdığı oyunu, kendi istediği gibi sahneliyor. Oyunu başka biri yönetmiş hatta yazmış olsa oyundaki bu doğallık, samimi atmosfer sağlanamazdı. Pek çok magazin ünlüsüne atıf var Karı-Koca işleri’nde. Sahnede birbirine bu kadar yakışan ve bu kadar uyumlu bir performans sergileyen pek fazla “çift” bulamazsınız. İzlerken ikisine de nazar değmesin diye birer mavi boncuk takmayı düşünmedim değil ama sanırım yeterince mavi boncukları var. Oyundan öğrendiğimize göre o kadar ünlünün katıldığı düğünlerinde çift takı merasimini, bol mavi boncuklu ama az altınla kapamışlar. İnsan en azından Acun’dan daha fazlasını bekliyor ama o da cimri galiba yani anladığımız düğünden hasılat zayıf. Oyuna gidecek olursanız yeni evlilere teselli olsun diye iki şey götürebilirsiniz; birincisi “don”, pazen filan da olabilir malzemenin önemi yok, şimdi sebebini söylemeyeyim gidince nedenini anlayacaksınız. İkincisi çeyrek altın, düğünde kaybettiklerini oyunda kazansınlar bari. Artık gönlünüzden hangisi koparsa. Yok,  “mavi boncuk yeter” derseniz o da size kalmış. Eli boş gitmeyin yeni evliler ne de olsa. İşlerini en iyi şekilde yapan bir çifti iş başında görmek isterseniz, kahkaha garantili Karı-Koca İşleri’ni kaçırmayın.

 

 
Toplam blog
: 96
: 1137
Kayıt tarihi
: 28.03.07
 
 

 Hacettepe Üniversitesi mezunu, nörobilimden psikolojiye disiplinlerarası eğitime hevesli bir Türko..