Karışık işler

Yerel seçimlerde, siyasilerimizin yaptıkları açıklamalarıyla indikleri seviye, seçim sonrası AKP nin kaybettiği bölgelerde yapılan itirazların hemen kabul görerek iptal edilmesi, diğer itirazların ise hiç olumlu yanıtlanmaması, Sayın Başbakanın seçim sonrası, balkondan yaptığı konuşmanın yarattığı hayal kırıklığı ve benzer bir çok sebeple, uzunca bir süredir siyasi yazı yazmaya ara vermiştim. Ancak karışık işler o kadar çoğaldı ki artık zurnanın tuhaf ses çıkardığı yere geldik ve şimdi yazma zamanı...

Herşeyden önce seçim sonuçları için bir iki şey söylemek gerek. Aylarca bu konuyla ilgili olumlu olumsuz bir çok yorum okudunuz. Bana göre durum, ne kendilerine yandaş adı takılan basının söylediği gibi, tam bir başarıdır deyip, zafer çığlıkları atıp Tayyip beyi süper kahraman, büyük lider, ilan etmeye gerek vardır, ne de bu seçim şaibelidir söyleminin arkasına saklanıp, başarısızlığı gölgelemeye çalışmak gerekir. Aslında olay son derece basittir. AKP bir miktar oy kaybıyla durumunu korumayı bilmiştir ve siyaseten başarılıdır. MHP her ne kadar bazıları iptal edilse bile bazı belediyeleri alarak ilerleme kaydetmiş, CHP  ise tam tersi bazı kayıplarla gerilemiştir. BDP nin oy oranında ise düşme olmuştur.

Tayyip bey ve anlı şanlı danışman kadrosuna göre, eğilmeden dik durarak ve sürekli ayni söylemlerle belirli hedefleri kanırtarak büyük zafer kazanılmıştır, şimdi artık daha ileriye giderek parlementer rejimi değiştirmek, başkanlık sistemini getirmek, Cumhuriyetin temel niteliliklerini kaldırarak, şu anda utangaç tavırla yaklaşılan, ve halk böyle isitiyor söylemiyle desteklenen bir yönetim şekli kurmak , temel hedef haline gelmiştir. Bunun için ilk hedef, Beyefendinin Cumhurbaşkanı seçilmesini sağlamak olacaktır. Bu arada Abdullah Gül ise bir süre siyaseten pasifize edilerek eski deyimle seçimlere kadar hiç hayır demeyen bir Başbakanla durum idare edilecektir.

Muhalefet Partileri, adetleri olduğu üzre tam tersi görüştedirler. Üç partinin adı üzerinde uzlaşma sağlayacağı bir kimlikle, Tayyip beyin önünü kesmek ve AKP hedeflerini engellemek amacındadırlar. Aritmetik olarak bu uzlaşma sağlanırsa,  mümkündür, ancak,  çok partili döneme geçildiğinden bu yana, süngü zoru dışında,  bir isim üzerinde anlaşma, hiç sağlanamamıştır, 

Türkiye siyaseten ilginç bir ülkedir, ve gündemdeki karışık işleri bu kadar değildir. Herşeyden önce AKP kurmayları, uzlaşırsan düşersin adını taktıkları tuhaf bir reaksiyon biçimini inatla sürdürmek eğilimindedirler ve bu, birazda yapısı gereği, Tayyip bey tarafından her platformda ayni inatla uygulanmaktadır. Ne yazılı ne de görsel basında hiç bir eleştiri hoş görüyle karşılamamakta, derhal Meclis coğunluğu ile yasal tedbirler alınmakta, bunun mümkün olmadığı durumlarda ise, hiç bir yasada olmayan bazı uygulamalarla  karşıt görüşler sindirilmektedir. Özellikle internet ve sosyal medya boy hedefidir. En yakın örnek twitterin yasaklanması, sıranın you tube ve facebook a geldiğinin bizzat Başbakan tarafından açıklanmasıdır. Danışmanlar kadrosunun bir bölümü henüz okumayı sökmediklerinden dünyadaki uygulamaları inceleyememişler ve yasaklandığı gün başta Cumhubaşkanı  Gül olmak üzere herkes twitter kullanmanın bir yolunu bulmuştur ve diğer yasaklara ise bir türlü sıra gelememiştir.

ABD, bu işi hiç kabul etmemiştir. Tayyip beyin her türlü diplomatik lisandan uzak bol yaa lı be li konuşmaları ile yönetim dahi tenkit edilse karşılığı o düzeyden gelmemekte, ya bir gazete, ender durumlarda ise dışişleri bakanlığı sözcüsü tarafından dolaylı olarak cevaplanmaktadır. Belki bu beyler anlamaz diye yazıyorum, bunun diplomatik lisandaki meali, söylediklerini ciddiye almıyorum, politika uygulamalarında artık uzlaşmayacağım ve sana istediğimi dayatacağım , o kadar açığın varki hiç bir dayatmama karşılık veremeyeceksin, orada burada konuşacaksın ve sadece kendin dinleyeceksin, aldığın oylara fazla güvenme aç biraz tarih oku, demektir.

Karışık işler bu kadar da değildir.Anayasa Mahkemesi, hepside oy birliği ile alınan kararlarla Hükümet uygulamalarına  hukuka ve insan haklarına uygun değil gerekçesiyle karşı çıkmaya başlamıştır. Buna parlementodaki çoğunluk tarafından  çıkarılan ,özellikle torba yasalar da dahidir. AHİM ise  Türkiyeden gelen bireysel taleplerin tamamını kabul etmekte ve müracaat eden lehine kararlar çıkarmaktadır.

Bu kadar karışık işten çıkan sonuç şudur;

AKP iktidarı kendini ve Türkiyeyi uyguladığı anlatılması mümkün olmayan tuhaf politikalarla ve tümüyle yanlızlaştırmıştır ve bu yanlızlıkla çıkarları uğruna kendisini destekleyen bir seçmen kütlesiyle,bu kadar karışıklığı çözebilmesi mümkün değildir. Ne mi olacak, bekleyelim ve görelim.