Katsayıda inat kararı

Katsayı çıkmazı diye tanımladığımız sınav adaletsizliğini; ne YÖK yetkililerinin ne de Danıştay yetkililerinin tam olarak anladığını düşünmüyorum. Çünkü biri içmek için su istiyor, diğeri “AL İÇ” diye benzin veriyor. Biri “OTOMABİLE YAKIT LAZIM” diyor, diğeri “BENZİN YERİNE SU KULLAN” diyor. Bu kadar birbirine zıt icraat yapan bu atanmış güruhuna ne denir? Bilmiyorum. Bildiğim bir şey var. Danıştay’ın karar hukuki değildir. Bir inatlaşma kararıdır. Neden? Çünkü karar, mağdur olan meslek liseliler düşünülerek alınmamıştır. Şöyle bir bakıldığında, karar kurumlar arası bir savaşın ürünüdür. Bu inatlaşmayı yapanlar Türk kamuoyu önünde inançsızlık örneği göstermektedir. Çünkü inadın olduğu yerde inanç olmaz, doğru düşünme olmaz. Hissi hareket olur.

Sınav adaletsizliği dediğimiz üniversite sınavlarındaki soruna başından beri YÖK yetkilileri yanlış teşhis koymaktadır. Nasıl bir doktor hastalığı yanlış teşhis ederse vereceği ilaçta yanlış olur, burada da sorun yanlış tespit edilmiştir. Yıllarca YÖK’ün yanlış uygulaması ve bu yanlış uygulamaya kendince hukuki kılıf araması ve Danıştay’ın bu konudaki inatlaşması milyonlarla ifade edilen meslek liselileri mağdur etmiştir. Meslek Liselerinin sorunu katsayı sorunu değil, alanlarının belirlenmesindeki yanlışlıktır. Endüstri Meslek Lisesinin elektrik bölümü mezunu bir gence sen mühendisliği seçemezsin bu senin mesleğin değil, seçersen puanını düşürürüm denmektedir. Bu yanlışlığı düzeltecekleri yerde insanların zihnini katsayı sorunu diye meşgul etmektedirler.

Konuyu biraz daha açalım. Teknik lise mezunu bir gencimiz okuduğu okulda genel lisenin fen bölümünün aldığı bütün dersleri almakta, buna ilave olarak meslek dersleri almaktadır. Buna rağmen hiçbir gerekçe göstermeden mühendislik fakültesini tercih ettiğinde katsayı engeline takılmaktadır. Onun okuduğu bölümle ilgili MÜHENDİSLİK FAKÜLTESİ onun alanı olarak görülmemektedir. Aslında YÖK yetkilileri, meslek liselilerin alanlarını belirlerken yaptığı hata ile Anayasa’nın 10’uncu ve 42’inci maddelerini ihlal ederek Anayasa suçu işlemektedir. Çünkü Anayasa’nın 10’uncu maddesinde “Hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz.” hükmü 42’inci maddesinde ise “Kimse, eğitim ve öğrenim hakkından yoksun bırakılamaz.” hükmü yer almaktadır. YÖK yöneticileri bu tavrı ile bazı zümrelere imtiyaz tanımakta, meslek liselilerin ise eğitim hakkını elinden almaktadır.

Pekiyi katsayı sorun değil mi? Elbette ki sorun. Ama YÖK önce görevini tam yapmalı. Ne hukuka ne hukukçuya muhtaç olacak işlerden kaçınmalı. Sen YÖK olarak meslek liselilere mesleği ile ilgili mühendis okullarını tercihte kolaylık sağlamayacaksın. İmam Hatip Liselilere “ARAPÇA ÖĞRETMENLİĞİNİ TERCİH EDEMESİN, BU SENİN ALANIN DEĞİL” diyeceksin. Sonrada kalkıp mevzuatını düzeltmeden “KATSAYIYI KALDIRDIM DİYECEKSİN” bu icraatın neresi samimi?

Danıştay’ın kararı yanlış. Onda hiç şüphem yok. Ama YÖK’ün icraatı doğru mu? Yetkisini kullanmayıp topu saha dışına atan YÖK az mı suçlu? Lise fen bölümünün derslerini aynen alan bir teknik liseliye hiçbir gerekçe göstermeden “MÜHENDİS FAKÜLTESİ SENİN ALANIN DEĞİL” diyen YÖK’e yaptığından dolayı ne denir? Diyecek kelime bulamıyorum. Özetle diyeceğimiz şudur. YÖK’ün ve hukukçu yetkililerin bu inadı yüzünden yıllardır Türk sanayisi eleman bulamaz hale gelmiş, yılda 1.600.000 mevcudu olan Meslek liseliler 12 yıldır mağdur edilmiştir. Atanmış yetkililer Meslek Liselerinin önünü açıyorum diye milleti kandırmaktadırlar. YÖK’ünde Danıştay’ında yaptığı işlem yanlıştır. YÖK kanunun verdiği yetkiyi kullanmayıp hukuku zorlamakta, Danıştay da yanlışlığı göstereceği yerde inatlaşarak hukuku yozlaştırmaktadır. YÖK yetkililerini ve Danıştay’ı inatlaşmadan vazgeçip, KATSAYI SKANDALINI halledip, ALAN BELİRLEMEDEKİ yanlışlığı düzeltmelerini ümitle bekliyorum.