Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Temmuz '12

 
Kategori
Siyaset
 

Kavgada son perde mi?

Kavgada son perde mi?
 

haber birimi-alıntı


Günlerdir bir televizyon kanalında bir bilinmez ses “kanun çıkacak, serbest kalacağız, çoluk çocuk asacağız keseceğiz”diyordu. Özellikle bir gurup, bu sözü 24 saat tekrar edip, hafızalara kazımaya çalışıyordu. Bu da bir güç savaşı aslında…
Gün geldi çattı, kanun çıktı, salıvermeler başladı.

Yasama yürütme kavgasından mı, bir geçiş süreci penceresinden mi bakalım yaşananlara.

Soğuk savaş yıllarının mirası vesayet rejimleri…

Onlar da boş yere oluşturulmadı. Konjonktür zorladı belki de…Neyse..

Bir güçtü ve gitti.

Yerini kim dolduracak.

Bürokratik rejimin gitmesi ile meydana gelen boşluğu kim dolduracak?

Elini çabuk tutan mı, olması gereken mi?

Dünyada ki örneklerine bakarak hem yaşanan olayları, hem de gelinen noktayı iyi analiz etmek lazım.

Daha dün Honduras’ta yargı Cumhurbaşkanını görevden aldı. Askerler gitti adamı koltuğundan indirdi, yurt dışına gönderdi.

Şaka gibi değil mi?

Güney Kore, Pakistan bize çok benzeyen vesayet rejimleri ile yönetiliyordu. Ama Güney Kore birkaç adım öne geçti her bakımdan…

Orada ortaya çıkan boşluğu süratli bir şekilde yasama doldurdu.

Bizim gibi ülkelerde yasamanın kendi kimliğini kazanması kolay değildir.

Gördüğümüz gibi bir çok konuda “ durun bakalım ben varım” diyor ama bir çok eksik yönü var yasamanın.

En başta lider oligarşisini aşmamışız. AB normlarında seçim sitemi, hukuk sitemi, yasama, yürütme sitemi oluşturmuş değiliz..

Tartışmanın odağında Başkanlık mı, yarı başkanlık mı var?

Bana göre yarı başkanlık zaten devrede ülkemizde…

Milletvekilleri “ben gücümle geldim kardeşim” diyebiliyor mu?

Ne yaman çelişki…

Engelli koşu gibi vala… Özellikle son üç yıl…

Ama yaşanacak bunlar, ki gerçek demokrasiye kavuşabilelim.

Adalet saraylarını bitirdik ama hala içini dolduramadık…

Daha dün post modern darbe ile karşılaşmış bir ülkeyiz.

Ben işareti Başbakanımızın dalgalardan duyduğu rahatsızlığı ifade ettiği gün almıştım..

Yani “ben ne güne duruyorum, durun bakalım, yasama var bu ülkede” demeye getiriyordu ve yasama sözünü, gücünü gösterdi.

Buna paralel, beyinler, uygulamacılar, kanunlar, anayasa değişmediğinden engelli koşu devam edecek bana göre..

Çünkü iki yüz seneden fazla suç istinat edilen İzmir Belediyesinden tutuklanan on sekiz kişiden on yedisi serbest kaldı…

Ergenekondan, balyozdan, seçilen milletvekillerinden, çeşitli yargılamalardan içeri tıkılanlara gün doğuyor gibi bir algı oluşmaya başladı.

Sebebi sac ayağın eksik olmasıdır…

Yenilenen binaların içi doldurulmalı, kurumsallaşmalar tamamlanmalı, Palamento güçlendirilmeli, parti içi demokrasi mutlaka sağlanmalı, lider oligarşisi kaldırılmalıdır…

Büyük bir coğrafya hitap eder hale gelen ülkemiz bu fotoğrafı doğru okumak ve gereğini süratle yapmak zorundadır.

Atatürk havaalanına bir günde 1000 den fazla uçak inip kalkıyor.

Bütün kurumları, kuruluşlar bu hıza ayak uydurmak zorundadır.

Bunun yolu da süratle anayasa, en temel yasa hazırlanıp yürürlüğe konulmalıdır.

Kavgada son perde zannedersem bu olacaktır.

Sevgi ve saygılarımla 

 
Toplam blog
: 449
: 609
Kayıt tarihi
: 24.06.08
 
 

Rizede yayınlanan ilk renkli gazete ViraHaberin kurucusuyum 5 sene baş yazarlığını yaptım. İLESAM..