Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Mayıs '09

 
Kategori
Siyaset
 

Kavramsal demokrasi ve gerçekler

Öncelikle çocukluğumda yetişme tarzım, sonra mesleğim yüzünden kolay kolay soyut düşünemiyorum. Sürekli her olayın temeline inip, asıl sorunu, sonra sorunun asıl nedenini bulup, o asıl üzerine tartışıp, uzun vadeli kurumsal çözümler yaratmaya çalışıyorum. İnanın bana 6 aylıkken ağlaması şarkıya benzeyen sanatçılarımız! gibi kendimi bildim bileli bu saplantı içindeyim. Olaki zahmet edip bakarsanız diğer yazılarıma hep bu minval üzerine gittiğini görürsünüz. Şimdi bu girizgahtan sadede geleyim.

Hayatım boyunca soyut demokrasi tartışmalarını algılayamadım. Demokrasinin bir çözüm gibi algılanmasını kavrayamadım. Çünkü demokrasi bir sonuçtur. Demokrat olursanız olaylara çözüm bulursunuz kuralı yoktur. Tersine önce analitik, mantıklı düşünürseniz bulduğunuz diğer çözümler gibi yönetim tarzı olarak da demokrasiyi seçmeniz gerektiğini kavrarsınız. Durduk yerde demokrat olunup sonra olaylara çözüm aranmaz. Önce beyninizin demokrasyiyi, gerçek demokrasiyi algılayacak kadar analitik düşünmesi gerekir. Demokrasi belirli sürelerde atılan bir oy ve o bir oyların toplamının sonucunun kayıtsız şartsız uygulanması değildir. Bende kesin olarak ülkem içinde çağdaş demokrasiden yanayım. Çağdaş demokrasi tanımının da geriye götürülemeyecek ama ilerletilebilecek bir asgari tanımı var ve bende bu kavramı destekliyorum. Ülkem de de işlerlik kazanmasını istiyorum. Ama yineliyorum önce beynimizin bireysel ve nihayette kurumsal olarak farklı düşünmeye başlaması gerekiyor her konuda.

Bir başka deyişle sıradan, tamamen sıradan sayılabilecek herhangi bir olayda (ekonomi ve siyasetle uzaktan yakından ilgisi olmayan bir olayda) sadece doğru bir mantık ile düşünmeyi başarırsak, belki gerçek demokrasiden yana davranışlar da sergilemeye başlayabiliriz. Örneğin evime yakın bir ara caddemsi sokak var. Burası tek yön. Bu ters yola girilmemesi konusunda görülmeme olasılığı olmayan 3 uyarı işareti var. Ve bu yasak çok mantıklı, çünkü çok önemli bir kör nokta ile dönüş var bu ara yolda. Alt caddeden bu ara yola girmeden üst caddeye ulaşmak isteyenlerin yasal giderlerse kaybedeceği mesafe en çok 300 metre ve eğer burada da bir kırmızı ışığa rastlarlar ise kaybedecekleri süre de en çok 1,5 dakika. Şimdi halkımız bu 300 metre ve 1,5 dakika için kör nokta olan ters yola giriyor ve azımsanmayacak ölçüde de kaza yapıyor. Bunu da boşverin benim gibi bir problemli ile karşılaşır ise arabayı durdurup bu ters yol diyorum, istisnasız aldığım cevap "biliyorum" oluyor. Bu ne demek anlamıyorum. Yani bir suç bilerek işlenir ise suç olmaktan mı çıkıyor? Benim bildiğim hukukta asıl bilerek işlenen suçlara daha ağır ceza verilir. Ben de bunun üzerine yol vermiyorum -yol müsait ise de vermiyorum- ve o araç geri çekiliyor. Şimdi süre ne kadar oldu, yaktığı benzin ne kadar oldu, üstelik benim yerime trafik polisi olsaydı -ki trafik polisimizde o yolu bildiğinden zaman zaman denetim yapıyor- vereceği para cezası ne olurdu ?

Şimdi gelelim ilk temel soruya. Bu sadece İstanbul' da birkaç kişinin yaptığı veya belli bir cinsiyet veya yaş grubuna özel bir davranış mı? Hayır, bu davranış tam tersine çoğunluk. O zaman gelelim 2. temel soruya, ters yola girdiniz uyarısına biliyorum cevabı veren ve üstelik de doğrudan kendisine bu kadar çok zararı dokunacak bir eylemi yapan insanlar topluluğu için ilk sorun demokrasimidir? Zaten bu bilinçte olan insanların son derece karmaşık bir süreç olan gerçek demokrasiyi kurmaları ve yaşatmaları olasımıdır? Gerçek hayatlarında ters ve kurallara -üstelik de mantıklı kurallara dahi- aykırı iş yapmayı çok doğal karşılayan insanların, kendilerine özgürlük kadar kurallar ve kısıtlamalar getiren bir süreci işletmeleri nasıl beklenebilir ?

O zaman canımız kanımız üstat yazarlarımızın demokrasi üzerine döktürdüklerinin aslında bu ülkede kıymeti olabilir mi sizce? Onun yerine somut gerçeklere, temel sorunlara, o temel sorunların temel nedenlerine odaklansak daha iyi değilmi? Sayın okurlar Allah aşkına en azından bana ilk paragrafı okuduktan sonra hala zaten demokrasi temel sorun demeyin ne olur.

 
Toplam blog
: 226
: 558
Kayıt tarihi
: 16.08.06
 
 

15 Nisan 1959 İstanbul doğumluyum. Marmara üniversitesi siyasal bilimler fakültesi mezunuyum. Ancak ..