Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Ağustos '07

 
Kategori
Kitap
 

Kavun acısı ne ki...

Elimde, 17 Temmuz 2007 tarihinde postaya verilip, PTT nin çok hızlı (!)bir şekilde çalışması sonucu 30 Temmuzda elime geçen bir kitap var.

KAVUN ACISI NE Kİ…

Yazarı: Şemseddin KOÇAK. (Milliyet Blog yazarlarından. Gıyaben tanıştığımız meslektaşlarımızdan biri.) Kitap 146 sayfa. 2002 de Çukurova Üniversitesi Basımevinde 2. hamur kağıda basılmış; gök mavisi renkli ön kapakta, yarım bir köy evi, arkada, bir gurup köy okulu öğrencilerinin resimleri. Aynı arka kapakta, eğitimci sayın Cavit BİNBAŞIOĞLU’nun, kitap hakkındaki yorumu bulunuyor. Fiyat etiketi yok. Herhalde satıcılardakinde vardır.

KAVUN ACISI NE Kİ nin ilk sayfası, Sayın Cavit BİNBAŞIOĞLU’nun ön sözü bulunuyor. Diğerlerinde, yazarın teşekkür ve öz geçmişi yazılarından sonra, sayın Koçak, ilk müfettişliğe atandığı Diyarbakır ‘dan anılarına başlıyor.

Diyarbakır’ın çok yakınlarına gittim ama, Diyarbakır’a gitmek kısmet olmadı. Olsun. Sayın KOÇAK, gördüklerini, izlediklerini, bir kamera merceği, bir mühendis, bir kadostro mühendisi gözü ile o kadar güzel kaleme almış ki, Diyarbakır’ın varoşlarından, zengin mahallelerine, piknik alanlarından, nehir ve barajlarına, yollarından dağlarına kadar oya işler gibi, bir ressamın fırçasından dökülen renk cümbüşü gibi anlatmış. Anlatırken kurduğu devrik cümleler de, ayrı bir güzellik katmış anılarına. Bunun için “olsun” dedim. Diyarbakır’a gitmiş, oranın sihirli coğrafyasını görmüş kadar oldum.

Kitap, değişik illerde, değişik zamanlarda, eğitim amaçlı anılarla devam ederken, Sayın KOÇAK, coğrafya ile eğitimi iç içe kaynaştırmıştır .Bu arada, eğitimin çarpık çehresini, eğitime verilmeyen önemi, adaletsizliği, vurdum duymazlığı, tatlı bir üslupla işlemiştir. Bu tatlı anlatımlar gibi eğitimimiz de tatlı olsaymış ya. Ama ne yazık ki, Köy Enstitülerinin kapatılmasından beri, eğitimimizin tuzu biberi kalmadı. Çöktü. Ne yazık ki çöküş, hala devam etmektedir.

Sayın KOÇAK, müfettişlerin çektiği sıkıntıları, yaptırılan angarya görevleri bizzat yaşayarak ifade etmesi, herhalde meslektaşlarını ciddi şekilde düşünceye sevk etmiştir.

Köylü vatandaşlarımızın ali cenaplığı kaleme alınırsa ciltler doldurulur. Sınıf arkadaşlarımdan doğu illere tayın olup, 6 ay, kar nedeniyle kasaba veya ilçeye inemeyen, maaş alamayan öğretmenin nevalesini tedarik etmek için yarışan köylülerimiz, Ulu Önder

ATATÜRK’ün “EFENDİ” dediği köylülerimizdir. Yoksa, köpek saldırısında , sırıtarak zevkle seyredenler değil. Gerçi onlarda da kabahat yok. Maalesef , köylümüz hep istismar edilmiştir. İyi yönlendirilememiştir. İlgi gösterilmemiştir. Kentlere akın ettirilmiş, perişan edilmiştir. Kendi kendisinin “Efendi” si olmak var iken, kent efendilerine muhtaç duruma düşmüşlerdir.

Kitabın sonunda, Sayın KOÇAK, öğrencilerinin anılarına da yer vermiş olması, kitaba ayrı bir özellik getirmiştir.

Bu kitaptaki olay ve anılar, müfettişlik eğitiminde, ders konusu olarak yer almalıdır. Nazari, soyut ve teorik kavramların yanında, tartışmalı, çözüm araştırıcı araç olurlar.

Sayın KOÇAK’ ı tekrar kutluyorum. Sayın Hüseyin Hüsnü TEKIŞIK’a, KOÇAK’ın teşekkürünü hatırlatınca, “ Onun ilk kitabını okudum. Çok beğeniyorum, yazmaya devam etsin” dedi. Bende aynı temennide bulunarak, yazmaya devam et. Bir solukta bitirılen, insanı yormayan, uykusunu getirmeyen eserleri görmek istiyoruz.

Sevgilerimle

 
Toplam blog
: 27
: 6561
Kayıt tarihi
: 15.02.07
 
 

20.10.1934 Rize doğumluyum. İlkokulu Artvin ve Rize'de, ortaokulu Erzincan ve Ulukışla'da, öğretmen ..