Kaybedilenler+kaybedebileceklerimiz

İtalyan Pippa Bacca, hayata henüz genç sayılacak bir yaşta veda etti. Katili hemen bulundu ve yakalandı. Ve bu mesele ülkemizi gerçekten de yakından ilgilendirdi. Çünkü ne yazık ki sorumlusu bir Türk vatandaşıydı. Geriye ise telafi edilemeyecek üzüntüler ve yıkımlar kaldı. Şuan tüm dünya üzgün ama bizim onlardan bir farkımız var. Biz üzgün olmamızın yanı sıra yara alan onurumuzun da peşindeyiz.

Oysa bu bize, yabancı bir durum değil. Daha Hrant Dink suikasti dün gibi hafızalarda. Bir sene önce böyle bir kayba uğrayıp ve böyle bir utanç yaşamamız bize nasıl bir gelecek hazırladı görüyoruz. İlk bakışta iki durumun birbirinden farklı değerlendirilmesi gerektiği ortaya çıkıyor. Ama iki durumda da sorun aynı tarafta olduğuna göre belki de bu iki olayın da çözüm yolu bir takım ortak problemlerin birlikte değerlendirilmesinden geçiyor.

****

Bu iki olayın dışında son günlerde patlak veren Hüseyin Üzmez olayı da sanki çorbanın tuzu biberi. Tecavüz etti mi etmedi mi? Ya da imam nikahı kıydı mı kıymadı mı? Bunlar gerek çevre ahalinin gerek basının ağzından düşürmediği cümleler. Hüseyin Üzmez’in yaşattıkları veya kadınlarımızın daha nice gizli kapaklı yaşadıkları, tüm bunlar acaba sadece çorbanın tuzu veya biberi olarak kalabilecek mi?

Zihniyet değişmeli diyoruz oysa nasıl bir zihniyete sahibiz bunun bile farkında değiliz. Bunu kolayca kanıtlamak mümkün.Basında Pippa Bacca cinayeti üzerine kadınlarımıza birkaç soru yöneltiliyor. Ve ikisinden şu cevap alınıyor:” İtalyan Pippa Bacca neden yalnız başına ve üzerinde gelinlikle dolaşıyor?”Gerçekten de çok ilginç bir durum çünkü bu iki kadın olayda Pippa Bacca’yı suçlu buluyor.

Bir diğer örnek ise, tecavüzü doğru bulmayan, bir suç olarak nitelendiren erkeklerden bazılarının, kendi eşlerini, meslektaşlarını veya arkadaşlarını çeşitli yollardan yıpratmaları. Bu yıpratmalar gözle görülmeyecek şeyler değil. Kadın olarak doğmak ya da doğmamak bu bir seçim değil. Belki de ilk olarak bu algılansa tüm problemlerin çözümü üzerine büyük bir adım atılabilir. Ama bu adımı atmak yerine yeni doğmuş bebekleri bile her açıdan kategorize etme yolunu benimsiyoruz. Kızlar pembe giymeli erkekler mavi. Ve yıllar sonra da; kadınlar çalışmamalı, erkekler çalışmalı. Kadınlar ne tek başına dolaşmalı ne de tek başına var olmalı.

Anlatmak ve yazmakla bitiremeyeceğimiz örneklerimiz var. Ama aynı zamanda ifade edecek ve çözmeye çalışacak gücümüz… Kadınlarımız var erkeklerimiz…Katillerimiz var cinayetlerimiz… utançlarımız ve gözyaşlarımız. Onurumuz ise …