- Kategori
- Anılar
Kayseri seni unutmayacak Torun Dabanlı
İnsan bu klasik bir deyim ama söylemeden geçemeyeceğim; doğar, büyür ve ölür. Ama öyle birileri vardır ki o doğarken ağlar ; etrafındakiler ise sevinçten havalara uçar, evde günlerce hatta aylarca bayram havası hakim olur. Hayata atılışı, istikbalini garantiye alışı, ev bark sahibi olması, mutlu bir yuva kurarken baba ocağında karar kılıp, mutluluğu aile boyu yaşaması ve büyüklerine de yaşatması kolay bir iş olmasa da bu devirde anne-baba duasını alabilmeyi başarabilen, iş hayatında baba mesleği olan esnaflığı yaşatırken bir taraftan okuyup, bir taraf tanda birkaç dalda faaliyet gösterecek kadar başarılı ve güçlü bir sporcu olabilmek. İşte bunları başarabilen şanslı delikanlı TORUN DABANLI’ dan başkası değildi.
Esnaflığı dürüstçe yapabilen, gözü yüksek kar marjlarında olmayan, memleketin yerlisi olup da para hırsına kapılmayan nadir kişiliklerden biriydi o. Öyle olmasa amatörce birkaç dalda spor yapmaz, öyle olmasa bir çoğumuzun ekmek teknesi diye dört elle sarıldığı , en yakınına dahi itimat etmediği dükkanını vakit geldiğinde ilk gelen tanıdık birine bırakıp ibadetine koşmazdı. Öyle olmasa emekli olmayı garantilediği gün dükkanı tezgahı kapatıp Mahallesine hizmet etmek için muhtarlığa soyunmazdı.
Onu tanıyan şanslı fanilerden birisiyim. Onu hep iyimser birisi olarak gördüm, hiç kötü düşüncesi olmazdı. Gülen yüzü gibi eminim yüreği de pırıl, pırıldı. Arkadaş canlısıydı, yardım etmeyi severdi. Tek hırslı olduğu yer müsabaka için çıktığı sahalardı, sahalar diyorum çünkü torunu futbol sahasında, basketbol potalarının altında , voleybol ağlarının önünde hatta hentbol sahasında dahi görebilirdiniz.
Gerek Lise takımında ve gerekse ilk lisansiyer olduğu ve en başarılı dönemlerini yaşadığı Argıncıkspor ‘da her müsabakaya kazanma azmi ile çıkardı ve çoğu zamanda onun azmi, hırsı ve arkadaşlarına moral doping etmesi ile takımı başarıyı yakalardı.
Sporu bıraksada yürüyüş yapmayı ihmal etmez , arkadaşlarıyla irtibatını kesmez, dostluklarını devam ettirmek için ne gerekirse yapardı. Hatır gönül yıkmak nedir bilmezdi ama , hatır ve gönül almasını iyi bilirdi Hiçbir mahali kaçırmaz karınca kaderince ikramını yapardı.
Hülasa Torun Dabanlı şimdilerde çok söylendiği gibi hem adam gibi adamdı hem de sporcu gibi sporcuydu.
Bir de üstüne üstlük Muhtar seçilmeyi de başarmış, böylece mahallesine de yararlı olmuştu. Bir çok insanın imreneceği kadar sağlıklı ve hareketliydi. Hasta olduğunu duyunca galiba ilk ameliyatında mübalağasız koşarak ziyaretine gittim ama iyi görmüştüm. Safra kesesinden alınan taşları göstererek ‘’ abi safra kesesi değil sanki taş ocağı ‘’ diye espiri yaparak hepimizi güldürmüştü. Ama onun dışın da da sıkıntısı olduğunu , amansız hastalığa yakalandığını duyuncada kahrolmuştum ama onun ne kadar iyi bir insan, örnek bir Müslüman, müşfik bir aile reisi , kitap dolduracak kadar kapsamlı spor faaliyetleri olan sevilen birisi olduğunu düşününcede her şeyin mutlak sahibi olan Yüce Rabbimizin takdiri böyle imiş diyerek teselli bulmuştum.
22. Ağustos.2015 Cumartesi günü öğleye doğru Rabbine yürüdüğünü duyunca da sarsılmama rağmen Allah’ın takdiri böyleymiş, demek ki Rabbimiz onu yanına istemiş diyerek teselli buldum eminim ki değerli eşi biricik kızı ve yine biricik oğlu da ancak böyle teselli bulmuşlardır.
Torun Dabanlı’yı ebedi istirahatgahına binlerce seveninin göz yaşlarıyla dualar eşliğinde uğurlaması ise bir başka teselli noktamız oldu.
Sevgili kardeşime Rabbimizden milyonlarca defa Rahmet diliyorum. Kendisi gibi örnek aile bireylerine bilhassa eşine, kızına ve oğluna bir kere daha baş sağlığı diliyorum