Kazalar Karalar Bağlattı

BİZDE NEDEN KAZALAR OLUYOR?

 

Her gün ajanslarda birkaç kaza haberi dinlemek, gazetelerden okumak, ölenleri, yaralananları görmek,  hepimizi derinden üzüyor. Kaza sebebiyle yaşamdan yok olanların yakınlarına karalar bağlatıyor. Sonra hayat devam ediyor. Yeniden yine kazalar oluyor. Buna karşılık biz ne yapabiliyoruz? Kocaman bir hiç! 

Ne yetkililer, ne de sürücüler olarak bu alanda kalıcı hiç bir şey yapılamıyor. Caydırıcı cezalar katliam gibi kazaların engellenmesine, insanların feci şekilde can vermesinin önüne geçilmesine yeterli olmuyor. Eğitim şart.

 

Ehliyet kurslarında yazılıyı geçen, direksiyon eğitiminde düz yolu seçen, sürücü belgesini alıveriyor. 

Direksiyon tutmasını her yeni öğrenen de kendisini usta şoför sanıveriyor.

 

Son iki günde ülkemde ardı ardına trafik kazaları oldu. Nice canlar yandı, ocaklar söndü.

 

Trafik kazalarının olduğu yollar tek yönlü ve ya çift yönlü fark etmiyor. Direksiyondaki kişi uykusuzsa ve içkiliyse, ya da hızlı sürücüyse hepimizin yüreğini dağlayan trafik kazaları kaçınılmaz oluyor. İnsanlar ölüyor, yaralanıyor, ya da sakat kalıyor.

Al sana koskocaman bir sosyal yara daha.

 

Hangi vasıta olursa olsun, bir yerden bir yere kolay gitmek, ulaşımı sağlamak, zaman kazanılması,iktisat edilmesi için düşünülmüş ve yapılmış.

 

Bu tür modern vasıtalar sanki büyüklerin ‘oyuncağı’ymış gibi kullanıldığından, maalesef her gün hepimizi kahreden kazaları istemeyerek yaşamak zorunda kalıyoruz.

 

Yola çıkan sürücü sadece kendine güveniyor, karşıdakinin yanlış yapabileceğini hesaba katmıyor. Hıza kaptırıyor kendini; yolların fatihi pozunda, arabanın tozunu attırıyor. Böyle sürücüler kurallara riayet edenin de başını derde sokabiliyor. 

 

“Acele işe şeytan karışır, acele eden ecele gider” ata sözünü, daha doğrusu mantığını dikkate alan olmuyor her nedense. Her araba ve ehliyet sahibince, biraz daha dikkatli araç kullanılması, pisipisine ölmenin engeli olacaktır.

 

Ayfer AYTAÇ - ayferaytac.com