Kelebekler ağlamaz!

Kuşadası Belediyesi Çalıkuşu Kültür Ev’inde Bahar Taşçı Tufan’ın, “KUŞADASI VE BEN” resim sergisi açıldı.

Çalıkuşu Kültür Ev’inde ilk kez sergi açtığı için çok heyecanlı olduğunu söyleyen Bahar Taşçı Tufan; “Amacım artık bilineni, görüleni, bir takım kurallara bağlı olarak anlatmak yerine, bilinmeyeni, görülmeyeni ve de kendi duygularımı, sezgilerimi, üzüntülerimi, sevinçlerimi; içimden geldiği gibi kendi kurallarımı kendim koyarak, görsel üslubu duyumsatmaya çalışmaktır” dedi.

Trabzon doğumlu olan ama evlenerek Kuşadası’na yerleşen Bahar Taşçı Tufan resim eğitimi aldığı Dicle Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesinden 2002 yılında birincilikle mezun olarak resim çalışmalarını sürdürüyor. Diyarbakır ve Dağkapı’da karma resim sergilerine katıldı. “GÜMÜŞ BEYAZI FIRÇASIYLA KUŞADASI VE BEN” Resim Sergisi 19 Ağustos’a dek Kuşadası Belediyesi Çalıkuşu Kültür Ev’inde devam edecek.

BAHAR TAŞCI KİMDİR ? Bahar Taşcı Tufan Trabzon’da doğdu. İlköğretim ve liseyi Manisa’da tamamladı. Daha lise yıllarında mimarlar odasının düzenlediği resim yarışmasında ikincilik aldı. 2002 yılında Dicle Üniversitesi Ziya Gökalp Eğitim Fakültesi Güzel Sanatlar Bölümü Resim iş Öğretmenliğinden birincilikle mezun oldu. 2003 ,2004,2005, yıllarında Diyarbakır Kültür Sarayında karma yağlıboya resim sergilerine katıldı. 2005 yılında Dağkapı Devlet Güzel Sanatlar Galerisinde karma seramik sergisine katıldı.2006 yılında Kültür Sarayında karma grafik sergine katıldı yine 2006 yılında Dağkapı Devlet güzel sanatlar galerisinde karma yağlıboya resim sergisine katıldı.

Her nedense, ressamlarda bir kelebek düşkünlüğü var. Tablolarının vazgeçilmezleri oluyor gelinciklerle. Resimdeki ressamın da tablolarında bol kelebek resmi var. Ona bakarsanız, blog yazarı “Kelebek ressam” mımız da var Serpil Topaloğlu. O da, Kuşadasında. Bir de “Kelebek” takma adlı bir blogcuumuz var.

Kelebek kısa ömürlüdür. Dünyaya geldiği andan itibaren, yaşamı, sayılı saatlerdir. Neden ressamlar kelebeği bu kadar severler? Herhalde, sessizliğin, dinginliğin o derinliklerindeki gizeminden olsa gerektir. Ve de hiç bir kelebek ağlamaz. Ağladığı da görülmemiştir. Ve de kelebeklerin kanat çırpışlarında da ses duyulmaz.

Tevekkeli değil, omuz başlarına bu sıralarda bol bol kelebek döğmesi yaptıranlar, hiç eksik olmuıyor.