Kelkit çayı

Durmazsın, akar gidersin de nereye,
Anlatsam çare bulur musun derdime,
Memleket hasretiye yanan yüreğimle,
Sende alev alev yanar mısın Kelkit Çayı?

Sen ki dağların doruğundan akarsın,
Koca Kelkit'i iki koldan sararsın,
Sen benim baba ocağımı, benden iyi tanırsın,
Bana da memleketimi anlatır mısın Kelkit Çayı?

...

Memleketim aklıma her geldiğinde,
Ve ben hüzünlenip, kendi köşeme çekildiğimde,
Yağmur olup, benimle ağlar mısın,
Göz yaşlarımla sel olup, sende çağlar mısın Kelkit Çayı?

Annem "Yavrum gurbet elde" deyip üzüldüğünde,
Gonca gül misali, boynu büküldüğünde,
Gözlerinden buram buram özlem süzüldüğünde,
Mendil olup, gözlerini siler misin Kelkit Çayı?

Şimdi yüreğim, hasret denilen közde kavrulur her an,
Bir serçe misali ağlayan gönlümü, gördüğün zaman,
Her cümlesi sevgi kokan bir mektup olup,
Gidip annemi bulur musun Kelkit Çayı?